Sevgililer,
Toplumca en utandığımız şey hem ruhen hem de bedenen çıplaklığımız.
Çıplak olmakla ilgili her olay ve durumdan kaçınıyoruz.
İsimlendiriyoruz ayıp, günah, ahlaksızlık, edepsizlik gibi.
İsimlendiriyoruz ayıp, günah, ahlaksızlık, edepsizlik gibi.
Oysa yaşama annemizin karnından doğarken çıplağızdır.
Çıplaklık ne güzel bir kelime, ben çok severim peki ya siz?
Çıplaklık birçok şeyi ifade eder ama ilk aklımıza geleni cinselliktir.
Hepimiz kök çarka odaklı olduğumuz için normal.
Hepimiz kök çarka odaklı olduğumuz için normal.
Anormal olan sevişmekten, sevişmek istemekten utanmamız, dillendiremememiz.
Oysa Tanrının bize verdiği en güzel hediyelerden biri.
Oysa Tanrının bize verdiği en güzel hediyelerden biri.
Kimse inkâr edemez aldığı hazzı ama onun hakkında konuşamaz.
Yoksa maazallah ahlaksız, histerik olur hele bunu dillendiren bir kadınsa.
Yoksa maazallah ahlaksız, histerik olur hele bunu dillendiren bir kadınsa.
Kadın olmak toplumumuzda çok zor bu anlamda.
Mesela, kaç kadın arzuladığı adama sevişme isteğini dillendirebilir?
Aksine hissettikleri arzuyu bastırırlar.
Hatta birlikte oldukları, âşık oldukları adama bile söyleyemezler. Çünkü bu utanılacak bir şeydir.
Onlar kaliteli kadındır. Dillendiren kadın basittir.
Hep erkek talepkar olmalıdır, onlar da bir zahmet nazlanarak davete icabet edendir.
Aksine hissettikleri arzuyu bastırırlar.
Hatta birlikte oldukları, âşık oldukları adama bile söyleyemezler. Çünkü bu utanılacak bir şeydir.
Onlar kaliteli kadındır. Dillendiren kadın basittir.
Hep erkek talepkar olmalıdır, onlar da bir zahmet nazlanarak davete icabet edendir.
Dişi sevgililer siz hiç sevişelim mi sorusunu sevgilinize, eşinize sordunuz mu?
Eril sevgililer size hiç sevgilinizden, eşinizden böyle bir dillendirilmiş talep aldınız mı?
Neden duygularımız, arzularımız içimizde saklarız?
Neden başkalarının bizim için ne düşündüğü önemlidir?
Aslında başkalarının ne düşündüğü önemli değildir sadece başkalarının arkasına saklanırız.
Çünkü içimizde öyle keskin önyargılarımız ve kemikleşmiş inançlarımız vardır ki onlara ihanet edemeyiz.
İçimizde gerçekten onayladığımız hiçbir şey için başkaları ne düşünür diye sorgulamayız.
Onayladığımız her şeyi millet de onaylar. Onaylamıyorsa onların sorunudur sizin değil!
İçimizde gerçekten onayladığımız hiçbir şey için başkaları ne düşünür diye sorgulamayız.
Onayladığımız her şeyi millet de onaylar. Onaylamıyorsa onların sorunudur sizin değil!
Sevişmek güzeldir ve yaşanmalıdır.
Her erkek ve kadın arzulanmayı ister. Bundan inanılmaz zevk duyar.
Zaten doğanın kuralı da bu. Yoksa çoğalamazdık.
Cinsellikle ilgili inanılmaz tabularımız var içimizde. Bunlardan özgürleşmezsek sevişmek savaşmaya dönüyor.
Çünkü bedenen sevişirken zihnimizde ve düşüncelerimizde savaş yaşıyoruz.
Çünkü bedenen sevişirken zihnimizde ve düşüncelerimizde savaş yaşıyoruz.
Bilimsel araştırmalar düzenli cinsel ilişkisi olan erkek ve kadınların ruhsal olarak daha sağlıklı olduğunu söylüyor.
Ben aşkla sevişmeyi özdeşleştiren taraftayım. Çünkü aşkla sevişmenin ne demek olduğunu biliyorum.
Ama size âşık olmadan sevişmeyin diyemem. Buna hakkım yok çünkü fiiziksel olarak buna ihtiyacımız var.
Bence yapabilirsiniz ama sonrasında üzülmeyin, sizi sıkıştıran tabularınızda boğulmayın.
Ama size âşık olmadan sevişmeyin diyemem. Buna hakkım yok çünkü fiiziksel olarak buna ihtiyacımız var.
Bence yapabilirsiniz ama sonrasında üzülmeyin, sizi sıkıştıran tabularınızda boğulmayın.
Ama odak noktamız ruhsal çıplaklığımız olsa inanın tabuların, inançların hayatımızda hiçbir hükmü kalmaz.
Dişi sevgililer bir eril sevgili sizi arzuladığını dillendirse ne hissedersiniz ve karşılığında ne cevap verirsiniz?
Hepiniz hoşuna gider ama dillendirirken tam tersini söylersiniz.
Benim başıma çok gelmiştir.
Ben sadece gülümserim ve senin duygun, arzun müdahale edemem derim.
Direk kabul veririm duygusuna yaşı, konumu, medeni durumu ne olursa olsun.
Direk kabul veririm duygusuna yaşı, konumu, medeni durumu ne olursa olsun.
Her şey karşılıklı olmalıdır bende.
Ama tabi ki hoşuma gider, gider de kollarına atılmam.
Burada kendi duygularımızı iyi bilmemiz gerekir.
İkili ilişkilerde seçen mi, seçilen miyiz?
Seçilen olmak seçen olmaktan daha kötü çünkü o zaman kim bizi beğenirse onunla oluruz, duygumuza bakmayız, çaresizizdir. Aklımızı da kullanmayız.
Seçen olmak iyidir. Sizler seçin ya da duygularınız size yol gösterecektir.
Ama bence her ikisinden de özgür olmak en iyisidir.
Karşılıklı olmalı duygular, işte o zaman sevişirken haz duyarsınız.
Karşılıklı olmalı duygular, işte o zaman sevişirken haz duyarsınız.
Peki; diyelim ki seçtiniz ne yaparsınız? Özellikle bu soruyu dişi sevgililere soruyorum.
İlk adımı atar mısınız yoksa bekler misiniz? Ne kadar cesaretlisinizdir?
Ne kadar kemikleşmiş değil mi bize öğretilenler? İlk adımı daima erkek atar, kadın hanım olmalıdır.
Mesela hoşlandığınız bir adamın elini ilk siz tutabilir misiniz?
Ben tutarım. İçimdeki duygu buysa önünü arkasını düşünmeden tutarım da sonra bazen önünü arkasını düşündüğümde o eli bırakıveririm çünkü devamını görmem, ya da sıkıntısını hissederim, direk kaçıngen moduna geçerim.
Bir kere de pişman olmam o an duygumu dibine kadar yaşarım. Sonra duygum değişebilir.
Siz de utanmadan, sıkılmadan tutun el, dişi sevgililer.
Siz de utanmadan, sıkılmadan tutun el, dişi sevgililer.
Ama bu sefer tek bir sözle bu davranışımın bazen karşı tarafı üzdüğünü fark ettim.
Bırakacağımız eli tutmmamak lazım .
Bırakacağımız eli tutmmamak lazım .
Bendeniz bazen tuttuğu eli bırakan Sevgi Periniz sizi çok ama çok seviyorum sevişirken çıplaklığımı sevdiğim gibi.