Canım Aşkımın güzel varlıkları sizleri çok seviyorum, hissediyor musunuz? Aşkın yeni tanımı belirlendi. Eski, yaşlanmış hatta ve hatta çoktan çürümüş ve kokusu öfkeyle, hırsla, egemenlikle, kıskançlıkla ve korkularla havayı kirleten aşk kompozisyonu sonlandı. Sevgi dünyasında barınamaz, nefes alamaz, yaşayamaz zaten. İstese de istemese de kademeli olarak gitmek zorunda kalacak. Eski aşk tanımı nasıldı? Eski aşkta neler vardı? Neler yaşardık? Eski aşkta can acıtmalar vardı. Canımız acımayınca, gözyaşlarımız sel olmayınca aşk demezdik değil mi duygularımıza? Kıskanmayan sevgili âşık olmazdı bize sözüm ona. Yasaklar koymayınca sahiplenmiyor sanırdık. Aşkta inişler, çıkışlar, kavgalar olmayınca o aşk aşk sayılmazdı. Heyecan olmazdı, yaşayamazdık. Bunu aşk sanırdık. Sıkılınca, tükenince de bunlardan aşkımız bitiverirdi, ta ki dinlenip yeni kasırgalara hazır oluncaya kadar. Evet, eski aşk tam anlamıyla bir kasırgaydı. Tatlı tatlı esen bir rüzgârla gelir, hafifliği ile bizi kandırır sonrada bir anda kendimizi şiddetli rüzgârların, yağmurların, çetin dalgaların içinde bulur, çabalar ama çoğunlukta tam boğulacakken karanın varlığını hatırlar, sığınırdık güvenli yalnızlık limanına. Tövbeler ederdik; bir daha mı diye ta ki diğer kasırgaya kadar çünkü bizim aşkı algılayışımız buydu. Aşkı yaşamadan duramazdık ne de olsa ruhumuz aşka kodlu ama yanlış özdeşleştirme yaptığımız için aşkı yaşayış şeklimizde acı veriyordu. En başta bize acı kodluyorlar. Eros eski aşkta kalplere ok atar ama kalbimize atılan ok canımızı en baştan acıtırdı. Öğretmenim; artık Eros ok yerine çiçekler dağıtacak diye betimliyor. Bense şöyle betimliyorum; Eros bundan sonra can suyu akıtacak kalplere. Âşıklar birbirlerine can katacak, hayat verecek. Yeni aşkta kısıtlamalar asla olmayacak. Karşılıklı tam destek olacak. Can acıtan sözler, gözyaşları, kıskançlıklar, izin vermeler, almalar olmayacak. Sahiplenmenin anlamı değişecek. Eski aşkta sahiplenme tam anlamıyla iki taraf için ait olma demekti. Sınırlar vardı, sözler vardı. Oysa yeni aşkta sahiplenme sadece desteklemek, paylaşmak olacak, ama iyiyi, güzeli.
Bana gelince ben henüz bu yeni aşkla tanışmadım. Hala ben de eski aşktayım. Bilmem için âşık olmam lazımdır beklide. Ya da yeni aşk frekansına yeni yeni geliyorumdur. Ama şunu biliyorum; hala acı aşkta olsam da içselim bunu desteklemiyor artık. Hayatı yaşarken de ilk defa bir adama acaba mı diyorum ama ona da eski aşk alışkanlığımı sergiliyor ve yansıtıyorum. Oysa ben bir peri maslı istiyorum sizlerin de bildiği gibi ama şu anda onu yaşamadığımın farkındayım. Onun suçu mu? Asla değil. Belki de suçlu aramak yanlıştır. Hepimiz böyleyiz. Değişme dönüşme sırası aşka gelmiştir bende. Çünkü içselim isyanda. Sinyal veriyor. Sen bu değilsin diyor. İpleri nasılda başka birine vermeye hazırsın, oysa sen sadece sene aitsin diyor. Bak giriyor musun onun dünyasına, hayır, sadece kendi dünyana kısa süreliğine alıyorsun ve hem de ona bunun için kızıyor, söyleniyorsun. Kendine bak, her konuda gösterdiğin yüzleşme cesaretini aşkta da göster ve gerçek seni gör. Kesinlikle içselim haklı. Ben bir süreliğine aşka olan inançlarımı, özdeşleştirmelerimi, eğilim ve alışkanlıklarıma göz gezdirmeliyim, değişip, dönüşmeliyim. Burada da özgürleşmeliyim. Ben sadece nasıl bir aşk istediğimi biliyorum, burada netim ama hala eski aşka ait eğilim, alışkanlıklarım ve zaaflarım olduğu sürece peri maslı aşk ve prensim gelmeyecek. Bunu fark ettim. Peki; şu anda hayatımda olan sevgili varlığa ne olacak? İnanın şu an bilmiyorum ama o da en iyisini hak ediyor. Şimdiye kadar gördüğüm en duygusal, sevecen insanlardan biri ya da en azından bana öyle. Ama bu peri masalı aşkına yetmiyor bunu fark ettim. O da prens olmaya hazır değil. Ama benden çok hazır olduğu kesin J Tabi onun da eski aşkta olduğu gerçeğini değiştirmez. O da hala zorda. Bense kolaycılıktayım. Oysa gelmemiz gereken nokta kolaydır. Ne o, ne ben aşkta kolayı bilmiyoruz. Bu durumda ilişkimiz bizi yoracak, kıracak ve yakacak. En azından ben öyle öngörüyorum. Bunu kesinlikle artık istemiyorum. Seçmiyorum bu aşkı. Öyle ise; bir süre tekrar içime dönüp aşk çekmecelerimi karıştırmam uygundur.
Sizden hiçbir şeyi saklamadım Can Kuşlarım. Hala benim de eksiklerim var. Sıra aşka geldi. Madde dersimi deneyimleyerek aldım ama aşk dersimi deneyimlemeyi seçmiyorum. Almam gereken dersleri zaten çoğunu almış bulunmaktayım sadece fark etmem gerekiyor. Çok şükür ki bana bugün kendimi fark ettim. Karıştırmaca bittikten sonra sizlere anlatacağım, yol göstereceğim ama şimdilik sadece durum değerlendirmesi yapıyorum sizlere. Sizler de yapın Can Kuşlarım. Kendinizi gözlemleyin, söylemlerinize kulak kesilin bakın bakalım sizler hangi aşktasınız. Ama lütfen dürüst olun kendinize. Biliyorsunuz en kolay kendimizi kandırabiliriz. Bunda maşallah çok başarılıyız toplumca. Ben cennetimi yapılandırmaya ve aşk çekmecelerimi düzenlemeye koyulayım sizler de kendinizle yüzleşmeye.
Sizi çok ama çok seviyorum, hayatımdaki kişiyi ve her şeye rağmen kendimi yine de olduğum gibi tamamen sevdiğim, kabul ettiğim gibi.