Köle efendi ilişkisi yüzyıllardır belki daha fazladır var değil mi hayatımızda. Önceleri güçlü devletlerin sömürgeleştirdiği ülkeler var. Sonra Amerika'daki zencilerin köleleştirilmesi, ne acı ve utanç verici insanlık için. İşte biz bu kadar acımasız, cani yaratıklarız aslında. İçimizdeki sevgi selini kurutmuşuz. Değişti şimdi tabi, değişmekte de. Ama hala içimizde barındırıyoruz caniliğimizi, ilkel benliğimizi. Oysa bizi sadece sevgimiz kurtarabilir. Büyük köleleştirme bitmişse de toplumsal ilişkilerimizin içinde sızmış durumda. Hemen hemen her türlü ilişkide görmek mümkün. Karı koca ilişkisinde, anne çocuk, işveren çalışan ya da arkadaş ilişkilerinde ben sıklıkla görüyorum.
Bir arkadaşım vardı erkek. Eşiyle mutlu değildi. Eşi bizim köleyi aşağılıyor beğenmiyor, sözde istemiyor, kendine layık bulmuyordu. Bizimki ise de ha gayret ona layık olmaya çalışıyor, daha çok para kazanmaya, daha çok hediyeler almaya ya da güzel sözler söylemeğe çabalıyordu. Neydi ki amaç? Sadece sevilmek, daha doğrusu da onaylanmak ihtiyacındaydı. Gelip yine dert yandığı bir gün, ona karısını efendisi olarak olarak gördüğünü söyledim. Arkadaşım eşinin kölesiydi. Zaten hangi köle efendisini memnun etmiştir ki? Arkadaşımın köle enerjisini değiştirdik. Eşi afalladı.Çünkü artık karşısında kölesi yoktu. Şimdi mi daha uyumlular. Çünkü kimse bu hayatta köle değildir. Sadece kendimiz bunu hissediyoruz ve karşımızdakine izin veriyoruz.
Gelelim anne çocuk ilişkisine. Genelde bu ilişkide çocuk efendi anne köle rolünde oluyor. Ben de öyleydim. Ben çocuğumun kölesiydim. Ne isterse yapar, yaptığı bütün edepsizliklere göz yumar hatta bana vurduğunda sesimi çıkarmazdım. Çok severdim ya çocuğumu güya. Sonra Köleliğimi fark edip, enerjimi değiştirdikten sonra artık ikimizde bireyiz. Demokrasi var evimizde ama otorite bende çaktırmadan tabi.
İş yerlerinde de böyle değil mi? Patronlar çalışanlarını efendi edasıyla yönetmez mi? Çoğu çalışanda köle edasıyla ha gayret patronu memnun etmeğe çalışmaz mı, ondan korkmaz mı, onun söylediği kanun değil midir hakaret bile işitse? Önce enerjimizi değiştirmeliyiz. Kimse bize marabaymışız gibi davranamaz. Bana davranamaz. Birincisi enerjisel olarak yapmaz zaten. Ama yok yapıyorsa da cevabını alır. Çalışıyoruz diye, para kazanmak zorundayız diye kimse bizi ezemez, ezmemeli. Bir duruşumuz olmalı. Ben bakıyorum aynı yönetici iki farklı çalışana faklı davranıyor. Neden sizce?
Arkadaşlıklar da öyle. Ben gözlem yapmayı çok severim. Okulda böyle bir ilişki yaşayan arkadaşlarım var. Yaşları da hayli geçkin. Biri köle, biri efendi. Bazen ben bu duruma dayanamayıp efendi arkadaşıma yapma bu kadar da demeden alamıyorum kendimi. Ama sonra düşünüyorum alan razı veren razı olayı. Kölemiz de memnun halinden. Olmasa çeker mi? Çeker çünkü o farkında bile değil hissettiği duygunun.
Yaşadığımız olayların, durumların farkında olalım. Öylesine yaşamayalım. Kimsenin ne kölesi ne de efendisi olalım. Demokrat olalım. Önce tabi kendimize adil olmayı öğrenelim.
Sizi seviyorum, isyanlarımı, ihtilallerimi ve reformlarımı sevdiğim gibi. Unutmayın aslında hepimiz birer Atatürk’üz. Gelin hayatımızda ihtilallar ve reformlar yapalım. Hazır mısınız modern köleler olarak içinizde ki isyanlara izin vermeğe? Yoldaşlarım geliyor musunuz benimle?
Not: Lütfen kendinizi, ilişkilerinizi gözden geçirin ama bir kere dürüst olun. Sonra benimle paylaşır mısınız? Bekliyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder