Yoldaşlarım şimdi ben bu yazılarımı yazıyorum ya hiç üstüne alınmaması gereken bir arkadaşım alınmış. Ona yazdığımı sanmış.
Canım; valla seni kastedemedim ama sen alınmışsın. Demek ki alt benlikte öyle olduğunu düşünüyorsun. Tamam, üçüncü boyutsun, sinirlisin, asabisin, iş manyağısın, telefon orospususun ama en azından dürüstsün. Ayı falan da değilsin. Tamam, biraz ergen olabilirsin otuzlu yaşlarında olsan da ama hangi erkek değil? En azından çabalıyorsun, tırmalıyorsun, çalışıyorsun. Ben inanıyorum günün birinde çok iyi bir yere gelecek istediğin her şeyi olacak ve yapacaksın. Sadece zamana kabul ver. Ama bence önce negatif yargılarından ve korkularından özgürleşmelisin. Onları da yapsan on numara olursun iş hayatında. Özel hayatına gelince biliyorum ki yalnızsın, hepimiz gibi sen de âşık olacağın, hayatını paylaşacağın birini arıyorsun. Bulmak hakkın. Bulacaksın. Biz seninle neden anlaşamadık ya da ilişki kuramadık. Aslında sana meyilim vardı ama olmadı. Neden? Yanlış zaman bence. Senin işinin çok sıkıntılı olduğu, stresin doruklarındayken be ise kendimi bulma ve Halit’ten kurtulma yolundayken karşılaştık. Aslında kimseye vermediğim zamanı sana verdim ama uyuşamadık. Senin kendine destek olacak, sıkıntını paylaşacak, sana bağlı kalacak bir kadın beklentin vardı ama o sırada ben o modda değildim. Sıkıntıların beni gerdi, her gün onları dinlemek beni boğdu. Aslında sıkıntıların değil, onlara bakış açın ve ağlanmaların beni boğdu. Çünkü acıdan beslendiğinin farkında bile değildin. Acıdan beslenmeyi bırakalı çok oldu. Tekrar seninle bunu yaşamak istemedim. Dediklerimi de kulak arkası bile etmedin, direkt ret ettin. Onu bırak bana çemkirdin. Korkuttun beni. Ben de kendi tarafımda hiç de az değildim. Özgürdüm, özgürlüğümü kısıtlamaya yanaşmadım.
Herkese huzur veren ben sende yoldan çıktım. Kavgacı kişiliğimi keşfettim. Çok da hoşuma gitti seninle bır bır didişmek. Ne söylesen tersini söyledim, çıldırdık. Ben zevkten sen sinirden. Çıldırdıkça sen çemkirdin, küstün, bense ürktüm ama yapacağımdan geri kalmadım. Neydi sende ki beni bu şekilde davrandıran? Aslında ikimiz de bundan hoşlandık. Sen acı çekmekten bense acı çektirmekten hoşlandık. Ama sonra ikimizden biri uyanmalıydı çünkü böyle sürüp gidemezdi. Her zamanki gibi ben uyandım. Acı çektiren olmak ruhumda yaralar açacaktı. Vazgeçtim ama sen her aradığında içimdeki canavarı uyandırdın, ben de izin verdim.
Sonra gün geldi böyle gitmeyeceğini anladım. Böyle devam edemezdim. Önüme bakmalıydım. Sana bunu açıklamalıydım. Sana mektup yazdım, Gayet edebiydi. Sen hepten yoldan çıktın. Demediğin lafı bırakmadın bana. Bazılarına çok kızdım, bazılarında çok eğlendim. Özellikle Özgür Kız Willy yakıştırman ve onun doğrultusundaki iğnelemelerin. Ama sana hiçbir zaman hakaret etmedim. Kimseye etmem. Sen bana ettin ama alınmadım, çünkü sinirle söylediğini biliyordum. Sonra bir gün, kırk yılda bir kapris yapayım dedim onu da yaptırmadın, hayatından kovdun beni sanki girmişim gibi. Anlayışsız, düşüncesiz oldum.
Ben de defoldum hayatından. Eminim rahatlamışsındır. Artık seni çıldırtan kimse yok. Ne güzel huzurdasın. Ben de burada huzurdayım. Arada kavgalarımızı özlemiyorum dersem yalan olur ama artık o derece kavgaları ruhum kaldırmaz. Seçim yaptım, huzuru seçtim. Senin sayende içimdeki canavarı eğittim. O şimdi uslu abisi valla. Sessiz sakin uykuda. Morfin verdim ben ona J Yani uzun sözün kısası benim suçum yok, suç hissettiğn duygularda. Bak bu yazım sana.
Sevgili yoldaşlarım, sevgilinizle ya da müstakbel sevgilinizle sürekli didişiyorsanız, ortada bir sorun vardır. Farkında olun. Taraflardan biri kazımaya kazımaya konuşuyorsa orada tutku vardır. Ama o tutku büyür, canavara dönüşür ve sizi ham yapar. Tutku denilen duygu da dozunda olmalı. Ayrıca tutku bence sadece didişerek olmaz. Yatakta olsun, özlemde olsun. Arada didişme olsun tabi. Ama küçüğünden. Didişmeden, her şey yolunda ilişki de sıkabilir belki. Beni sıkar. Çünkü o didişmelerden, küsmelerden sonra sevdiğiniz adamla sevişmek ayrı bir tutku ve aşktır. Durağan ilişkilerde bu olmaz, olamaz. İlişki bitmeye mahkûmdur, en azından bizim yaşlarımızda. Elli yaşından sonra azalır, hatta olmayabilir. İlişkinin yönü değişir. Seks azalır, hatta olmayabilir, oramız buramız ağrır. Partnerden çok hayat arkadaşı olunur. Biz bu abi ile didişmelerin sonunda o dorukları yaşayamadık. Mesafe engelledi. Aman iyi ki de öyle oldu. Yoksa düşünemiyorum.
Sizi seviyorum, tutkulu didişmeleri ve onun arkasından gelen tutkulu sevişmeleri sevdiğim gibi.
Bir sonraki yazım 'Ay Siz Beni Yanlış Anladınız' başlıklı yazımda buluşmak üzere
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder