Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

15 Temmuz 2011 Cuma

Ben Annemi Özledim Ama :((

Ben annemi özledim ama… Şuna bak 35 yaşına gelmiş çocuk gibi ağlanıyor demeyin. Annem de annem. Çok severim ben annemi. Vallahi söyleyen doğru demiş ana gibi yar olmaz diye. Babam yok benim. Bizi bırakalı tam 8 yıl oldu. Canım anneciğim babam gittikten sonra onun rollerini de üstlendi. Gerçekten çok fedakârdır. En zor zamanlarımda, en mutlu anlarımda hep yanımda olmuştur. Bir şekilde anlamaya çalışmıştır beni. Çok şanslıyım çok.
Bütün kararlarımda beni hep desteklemiştir. Sadece o mu? Hayatımın her alanında destek bana. O benim en iyi, en gerçek arkadaşım. Göğsünde ağladığım tek insan. Geçirdiğim son 11 yılda çok çekti benden. Mutsuz, huzursuz bir çocuğu vardı. Çok üzülürdü ama belli etmezdi hiç. Hep arkamda durdu, babamı aratmadı maddi, manevi. Sonra bu mutsuz, husursuz kızı kendini bulma yoluna çıktığında hep yanında oldu anlamasa da. Ben önceden dokunsal bir insan değildim. Keza annem de öyledir. Annem bizi dokunmadan sever. Ama ben şimdi sarılabildiğim kadar sarılıyorum, geçirdiğimiz temassız yılların acısını çıkartmak istercesine.
O benim canııım, aşkııım, minnoşum. Onu görmeden bir gün geçirmem. Her gün bir kahve seansımız vardır en azından. Ben hala her gün anne ne yiyoruz bu akşam diye soruyorum. Canım annecim ya bazen kızar bana ama yine de kıyamaz, o benim kurtarıcım. Öyle benim evime sık sık gelmez. Geldiğinde de ütüler yapılır, ev temizlenir, düzenlenir. Gerçi sonra bir hayli aradığım şeyi bulmakta zorlanıyorum ama olsun. Hatta bazen söylenir yok yok ben bir önceki hayatımda kesin hizmetçiydim diye. Bir de harız mıyım sorusu vardır hep gülerim. İşte bazen çok da komik olur, onu dinlerken şaşar kalırım. Bazen sinirlenir bir şeye. Kadının ruhunda yok hiç yakışmaz ona öfke. Anlaşamadığımız noktalar da var tabi. Mesela sigara. Çok kızar. Bırak şu sigarayı ne istersen alacağım der hep, sanki almıyor muş gibi. Tabi bir de yeme çatışmamız var. Ben yemem gerçekten sevmem yemek yemeği. O da buna üzülür. Eskiden annem kiloluyken şu kadına bak kendi yemiş çocuğuna yedirmemiş diyecekler diye baya baya hayıflanırdı. Canım ya.
Bazen söylenir ne bu halin diye. Giyin, süslen, kendine bak diye çemkirir. Zaten bütün annelerde olduğu gibi annem de bizi dünya güzeli görür. Kimseleri layık bulamaz. Gülerim anneme ben. Kendisi kaliteli, çalışma hayatı olmuş, kendince görmüş geçirmiş bir kadındır. Çok da temiz ve titizdir. Söylenir dağınık bize; siz kime çektiniz diye. Evi her daim temiz, pak, düzenlidir. O yüzden bazen bizi evinden kovar. Güneş bir hayli dağıtınca evini, bize kapının önü gözükür. Biz de tıpış tıpış evimize. Ama çok değil bir gün sonra telefonda annemin napıyorsunuz, akşama gelin çok güzel yemekler yaptım teklifini duyarım. E tabi ben de hayır kelimesi yok konu annem olunca.
Eskiden Güneş çok huysuzluk yapar, beni üzer, ağlatırdı. Annem burada da müdahale ederdi. Şu sözü içime işlemiştir. Sen benim çocuğumu üzemezsin der Güneş’e. Güneş bunu anlar ve sakinler. Evet, ben annemin çocuğuyum, kimse beni üzemez.
Annem saatlerce telefonda konuşan benim tersime konuşmayı sevmez telefonla. Gerekli ne varsa onu söyle ve kapatır. Bana elimde telefon kal gelir. Ama ama ben konuşacaktım olurum. Bana da çok kızar, kapaaa şu telefonu, hasta olacaksın diye çemkirir. Ben de kapatırım. Korkarım annemden.
Bir de gözünün açık gitmeyeceği durumları var annemin. Mesela kardeşimle ben hayatımızı kurduk ya da ikimiz de araba kullanıyoruz ya da torunlarını gördü ya gözleri açık gitmeyecek annemin. Bir de ben tekrar yuva kurabilsem artık tam kapatabilir gözlerini. Ama yinede ay sakın sen evlenme bir daha, sana göre değil evlilik, mutsuz olursun, özgür olmalısın sen bırakır gidersin, gitmezsen de koyarlar seni kapının önüne dese de :))
Uzun sözün kısası, bugün de kahvemi annemsiz içeceğim. Artık gelsin, çok özledim çok.
Anneciğim seni çok seviyorum çok. Siz de annenizi sevin. Bakın hiçbir şey yapmamış olsalar bile şu dünya da var olmamıza aracılar. Her daim sevdiğinizi söyleyin zira yarın henüz belli değil söz konusu nefes olunca. O yüzden nefesinizi yerinde ve zamanında tüketin, sizi duysun, hissetsin. Ben babama söylemediğim için çok pişman oldum ve şimdi söylesem ne fayda.
Sizi seviyorum, annemi sevdiğim gibi ve söylediğim gibi.
Lütfen siz de annenizin bazenlerini düşünün inanın yüzünüzdeki gülümsemeyi farkedeceksiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı