Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

14 Temmuz 2011 Perşembe

Savaş Alanını Terk etmek Üzereyim...

Yoldaşlarım anlatacak çok şeyim olmasına rağmen yine hiç bir şey yapmak istemiyorum. Bugün ruhum karmaşık, savaş halinde ve yorgun. Tekrar yol ayrımına gelmiş bulunmaktayım.
Önümde iki seçeneğim var. Zaten hayatımızı da seçimlerimiz dâhilinde yaşamıyor muyuz ki.
Şimdi bildiğim, sevdiğim ruh ve beden de kalacağım ya da yeni bir ruh ve bedenle tanışıp seveceğim. Henüz karar vermiş değilim. Cindrella masalını yaratan ben şu an beklenmedik gelişen bir olay neticesinde karıştım, düğüm oldum. Bu olayı daha sonra hazır olduğumda anlatacağım size.
Neden bilinmezden korkarız? Hiç düşündünüz mü? Bilindik sanki bize daha güvenli gelir değil mi? Ben aslen bilinmezden korkmam, balıklama atlarım. Ama iş sevgi olunca bana kal geliyor, gidemiyorum. Benim sevgim çok değerli onu atık gibi bırakmaya kıyamıyorum. Sevmek kolay mı? Emek ister. Verdiğim emeklere acırım ben ama bazen onları da oldukları yerde bırakıp gitmek gerekir. İşte tam da yol ayırımındayım. Gitmek mi kalmak mı? Acaba papatya falına mı başvursam ne dersiniz? Fallara inanmayalı çok oldu. Hayat benim değil mi?Tabi ki ben karar vereceğim. Kalsam ne olacak, nasıl olacak? En baştan başlayabilecek miyim? Gözyaşlarımı, kalbimin sızılarını, yalnız günlerimi, gecelerimi unutabilecek miyim?
Sizce yaşadığım sevgim gerçek sevgi olabilir mi? Sanmam çünkü gerçek sevgi acıtmaz ki canını, değersiz, ucuz hissettirmez ki. Sevgimi korumak, sürdürmek için çok savaştım ben. Yaralandım yine de terk etmedim savaş alanını. Ama yoruldum hem ruhen hem de bedenen. Artık savaşacak ne cephanem ne de kazanma heyecanım kaldı. Ben çoktan kaybettim. Sevgim beni çok acıttı yoldaşlarım. Kalırsam anlayacağınız gibi savaşmam gerekecek. Ama ben çok değerliğim ve beni mutlu edecek ve zenginleştirecek gerçek sevgiyi hak ediyorum. Aslında hiç kimse mutsuz olduğu yerde kalmamalı. Bu sebepten dolayı da gerçek aşk kapısının eşiğinden ayağımı sokmak üzereyim. Gelecek misiniz benimle? Kalırsam sadece ve sadece oyalanacağım. Oyalanmak korkaklıktır, gelecek güzel zamanlarından çalmaktır. Hırsızlığı bırakalı çok oldu. Sevgimi paylaşmalıyım ve büyütmeliyim.
Kararlar sancılıdır. Sonuçları muhteşemdir, en azından benim öyle olmuştur. Cesaretle yürümeye devam hayat yolunda. Geliyor musunuz?
Sizi seviyorum savaş alanını terk edişimi, barışları, huzurlu aşkı, can acıtmayan aksine cana can katan sevgileri sevdiğim gibi.
Şimdi size soruyorum acabasız aşk yaşamak nasıl bir duygudur acaba? :)))


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı