Can Kuşlarım itiraf ediyorum Araplara ve Arapçaya kabul vermiyormuşum hatta ve hatta ikisini birden ret ediyormuşum. Hoşt bana gerçekten de J
Ama biliyorum ki toplumuzda da benim gibi olan o kadar Can Kuş var ki. Kitlesel bir inanış, görüş bu. Kitlece buna inanıyoruz. Ben de nasibimi almışım maalesef.
Bence biz toplumca fiziksel olarak en temiz Müslümanlardanız. Öyleyiz, hiç de mütevazılık yapamayacağım bu konuda şimdi. Ruhsal olarak iddia edemem yalnız o ayrı J
Peki; neden sevgili Arapları ret ediyor muşum? Çünkü onların pis olduklarına inanıyormuşum. E tabi buna da durup dururken inanmadım. Duyduklarımdan, bana anlatılanlardan edindim bu yargıyı. Ayrıca benim kendi yargım da var. Dinimizin onların tekelinde olduğuna inancım onları ret etmeme zaten yeterli bir sebep. Kâbe orada ya sözüm ona. Oysa ne saçma bir inanış. Canım Aşkımın insanlığa gönderdiği bir din nasıl olurda bir topluma mal edilebilir ki? Bu durumda Canım Peygamberimize de kabul vermemem lazım, netice de o da bir Arap değil mi? Ama onu hep kabul ettim, hep çok sevdim. O da benim canım. Ama onu kalbimden hissettiğim için onu ruhsal varlık olarak algılıyorum. Irkı, şekli, şemali önemsiz ki benim için. Önemli olan nasıl özel bir ruh olduğu ve dünyada neleri göze alarak yaptıkları, yetileri, öğretileri. Çok seviyorum onu çok. Neyse Sevgili Arap kardeşlerime kabul verdim. Kendimi bunun için affettim. Kitlesel inanışlar fikirlerimizi, görüşlerimizi ve tabi ki inançlarımızı etkiliyor ama maalesef hep negatif. Mesela hala içte ve dışta düşmanlarımızın olduğu inancı gibi. Peki; gelelim mi Arapçaya? Arapçanın tersinden yazılıp okunmasına bildim bileli sinir olurum, dinimizin Arapça olmasını da kabul etmiyor muşum. Normal zaten bunu hep sorgulamışımdır. Yahu ben anlayamıyorum ki, canına yandığım. Mesela duaları neden Arapça öğreniyoruz? Küçücüktüm bunu sorguladığımda ve daha o zamanlar ret etmiştim bu duaları öğrenmeyi. İyi de yapmışım. Ezberle, oku ama anlamını bilme, işte kör topal, sözüm ona Aşkımla iletişim kur. Ben daha o zamandan başladım Kıymetimle kendi ana dilimle, ruhsal dilimle iletişim kurmaya. Topu topu üç dua bilirim. O da zaten genel geçer herkesin bildiği dualar. Onları da okumayı bırakalı çok oldu. Anlamlarını biliyorum çünkü artık, ben zaten Aşkıma her an ibadetteyim. Bu durumda da Arapçaya da kabul verdim gitti. Ben bütün dillerden özgürüm. Benim dilim, evrensel dil yani ilahi aşk, sevgi dili. Dinimle ilgili öyle egolarım da yok. Dinim güzel ve en son din. Bir daha da din gelmeyecek bence de. Zaten gerek de yok. Biz hala Kuran_ı Kerimi çözememişiz. Her şey mecazi, üstü örtülü. Gerek de yok bence çözmeye, ne ise o. Bundan sonra hepimiz kendi hücresel bilgilerimizi uyandırarak kitabımızı okuyacak, algılayacak ve keşfedeceğiz. Aslında her olgunlaştığımızda, algılarımız geliştiğinde tekrar tekrar okusak iyi olur. Çünkü bir öncekinden aldığımız lezzet, tatmin, ilahi aşk, sevgi farklı olacaktır. Okuyun Can Kuşlarım, sadece anlatanlarla, anlatılanlarla kendinizi, ruhunuzu kısıtlamayın. Hatırlayın, o bilgilerin hepsi hatta daha fazlası hücrelerinize kazılı. Ama bunun için ne yapacağınızı artık biliyorsunuz. Önce ruhunuzu temizlemelisiniz ki dininizi korkmadan, karşılık beklemeden okuyup, anlayabilesiniz.
Tabi dinimizi nasıl algılamak ve yaşamak istediğiniz size kalmış Can Kuşlarım. Özgürsünüz her zaman ve daima. Ben Sevgi Periniz sizi çok ama çok seviyorum bu konudaki özgürlüğümü sevdiğim gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder