Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

10 Aralık 2012 Pazartesi

21.12.2012 Dünyanın Sonu Geliyor muşşşş :)

Sevgililer,
21.12.2012
Herkesin ağzında bu gelen gün var.
Ne meraklıymışız dünyanın sonunun gelmesine.
Valla dünyanın sonunun gelmesini bekleyenlere benden kocaman HOŞT!
Ölmek isteyen buyursun ölsün, bir zahmet dünyayı bıraksın.
Yaşayacağım o kadar çok şey var ki.
Daha çocuğumu büyüteceğim, her başarısına, kahkahasına şahit olacağım.
Okullardan mezun olacak, belki evlenecek, anne olacak.
En muhteşeminden âşık olacağım.
En ateşli, şefkatli sevişmelerimi yaşayacağım.
Henüz yazmadığım en muhteşem yazılarımı yazacağım.
Sevgililerimle kucaklaşacağım.
Binlerce çocuğa, gence ışık olacağım.
Henüz giymediğim en güzel kıyafetimi giyeceğim.
Henüz gitmediğim yerleri, kültürleri, kalpleri keşfedeceğim.
Uçan balona binip, kuşlar gibi bulutlara çıkıp, şampanya içeceğim.
En güzel bikinimi giyip uçsuz bucaksız masmavi denizlerde kulaç atacağım.
En sporundan, hızlısından, üstü açık arabama atlayıp vınlayacağım.
Anneler günlerimde çocuğumun çiçeklerini kucaklayacağım.
Nice doğum günlerimi kutlayacağım heyecanla.
Aşkla sevgiler günlerim olacak, ne sürprizler yaşayacağım.
Ruhumu serbest bırakıp sırt çantamı alıp Tibet’e gideceğim.
Sabahları kalkıp önünde sepeti olan bisikletime taze çiçekler koyup, başımda hasır şapkam sahilde tur atacağım.
Henüz atmadığım en keyifli kahkahalarımı atacağım.
Sevdiğimi söyleyeceğim daha defalarca anneme, çocuğuma, arkadaşlarıma, öğrencilerime, siz sevgililerime ve aşkıma.
Bu dünyadan bir Sevgi Perisi geldi, geçti dedirteceğim kalpten.
Hayallerim, hedeflerim var benim son bekleyenlerin aksine.
Ben ölmeye değil yaşamaya geldim.
Henüz belki de yaşamaya başlamamışımdır.
Daha şehir şehir dolaşacağım ve sevgi dağıtacağım.
Henüz sizlerle bile yüz yüze tanışamadım değil mi?
Yapacaklarımın kısası ölmeye niyetim hiç yok.
Dünya hep var olmuştur ve var olacaktır.
Mesele dünyada var olmak ya da olmamak.
Hep neden yıkıcıyız?
Neden yapıcı olamıyoruz?
Hep neden umutlarımız yerine hayal kırıklılıklarımıza kapılıyoruz?
Olmakta olanı neden hep negatif kanaldan besliyoruz, neden pozitif kalbimizle büyütmüyoruz?
Buradan 28 Aralıkta sınav olacak öğrencilerime sesleniyorum, sakın çalışmazlık yapmayın zira dünyanın sonu gelmeyecek, sizler ve ben yaşayacağız elbette o sınavlar olacak!
Hayat ta bazen sınav değil mi Sevgililer?
Yazılı sınavların bitmeyeceği gibi dünyasal sınavlarımız son nefesimize kadar devam edecek.
Olsun biz alışkınız ve idmanlıyız sınavlara varsın olsun yeter ki dönsün dünya.
Dünya dönmezse ne ben ne de sizler var olabiliriz?
Gideceğimiz yerin buradan daha güzel olacağını kim iddia edebilir.
Kavanoz dipli dünya her şeye rağmen yaşamaya değer ve acısıyla, tatlısıyla dünya bizim evimiz.
İnsan evinin başına yıkılmasını ister mi?
O gecekonduları yıkılırken çırpınan insanları eminim seyretmişsinizdir.
Onların dünya döndükçe şansları var. Çalışır tekrar başlarını sokacak ev yapabilirler.
Ama dünya başımıza yıkılırsa hali hazırda gideceğimiz başka gezegen evimiz yok.
Dünya varsa insan var.
Hey kötümserler dünya dönüyor siz ne derseniz deyin, ne beklerseniz bekleyin.
Biz iyimserler ile dünya hep yaşayacak!
Sizlerin henüz yaşamadıklarınız, umutlarınız, hedefleriniz var mı sevgililer?
Diyelim ki 21 Aralıkta dünyanın sonun kesin gelseydi ne yapardım?
Önce bu gezegeni yaşayabildiğim için öz benliğime teşekkür ederdim.
Çocuğuma onu çok ama çok hatta kendimden bile çok sevdiğimi ve onu iyi ki doğurduğumu söylerdim, son nefesime kadar elini sıkıca tutardım.
Anneme çok teşekkür ederdim, sarılırdım kocaman.
Hayatıma giren herkese ulaşmaya çalışır, helallik alırdım. Benim hakkım herkese helal.
Çocuğumla yaşayamayacaklarım için çok ağlardım hem de çok.
Hatırlamak lazım insan ölürken yapamadıkları için pişman olur ve bedenini terk etmek istemezmiş.
Her daim çok uzun yaşayacakmış gibi planlar ve hedefler koyup, gerçekleştirmek için çabalamak ama yarın ölecekmiş gibi hiçbir şeyi ertelememek en iyisi.
Bendeniz içindeki dünyasını her daim döndüren Sevgi Periniz hepinizin iç dünyasına dokunuyorum hissediyor musunuz?
Hatırlayın, dünya ana bizi seviyor, onu sevmeyen bizleriz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı