İçimdeki aşk sorgulamasının üçüncü ve son bölümü duygusal alanımın en dip köşesiydi. Orada karşılaştıklarımı kaldırmam güç oldu desem inanır mıydınız bana? Peki, neydi beni bu kadar sarsan?
En ücra köşemde duygusal açlığım, zavallılığım ve sefilliğimle karşılaştım. Şimdi bunları yazarken gülümsüyorum sizin gibi belki de J Ama inanın yüzleştiğimde içim ağladı.
Duygusal olarak açtım. Bir erkek tarafından sevilme ihtiyacı, beklentisi içinde olan ezik, horlanan, itilip kakılan dişil enerjiyle karşılaştım. Bu duygu sadece bana ait bir duygu değil, bunu baştan söyleyeyim. Bu ezik dişil enerji asırlardır nefes almakta dünyada. Hatırlasanıza; tarih boyunca canlı gömülen, taşlanan, eziyet edilen ya da bir mal gibi alınıp satılan ve seks objesi olarak kullanılan kadınları. Bu kadınların hepsi benim, hepsi sizsiniz. Bu şekilde davranılan kadın ne hisseder? Tabi ki zavallı ve sefil hisseder kendini, aynı benim de hissettiğim gibi.
Hücrelerimize kayıtlı olan bu duygu yüzünden her şekilde ve her durumda birlikte olduğumuz erkekleri mutlu etmeye çalışıyoruz. Bizi sevsinler, onaylasınlar diye zavallı ve sefil duruma düşüyoruz. Sevgi açlığı enerjisi gönderiyoruz. Onlar da bizi sevmiyorlar, onaylamıyorlar aksine hor görüyorlar ve bize hizmet ediyorlar. Sonuçta biz aç değil miyiz? Ben sefilim ve zavallıyım enerjisi yayıyoruz ve hepimiz kraliçe olma beklentisi ve arzusundayken köle oluyoruz. Hatırlayın, evrende benzer benzeri çeker.
Sevgili dişil Can Kuşlarım bizler muhteşem varlıklarız hatta ve hatta mucize varlıklarız. Allah bizi böyle yaratmış öyle ise, açlık, sefillik, zavallılık niye? Sadece içinizdeki dişil enerjinin saf sevgisini, kudretini hissedin, fark edin, bilin ve yansıtın. Bizler duygusal açıdan yaratan varlıklarız. Erkeklere kızmayalım, biz değişirsek inanın onların davranışları, duyguları da değişecek.
Zaman değişme ve dişil enerjinin değerini gösterme vakti. Dişil enerjiyi düştüğü yerden kaldırıp, en yüksekteki olması gereken yere çıkartma vakti.
Hücrelerimizde getirdiğimiz bu kod dışında bir de anne baba neslinden, kalıtımsal ve karmalarımızdan getirdiğimiz bu konuyla ilgili kodlarımız, inançlarımız ve yargılarımız var. Hepsini biz aldık doğarken. Neden mi? Çünkü bunlara dayalı olaylar durumlar ve duygular yaşayalım, dönüştürelim diye.
Ben açlığımın, zavallılığımın ve sefilliğimin birazını yaşayarak, birazını fark edip, hizmetimden azat ederek dönüştürdüm. Bundan sonra böyle bir enerji yaymıyorum. Sonuçlarını göreceğim ve size aktaracağım. Lütfen siz de açlığınızı fark edin Can Kuşlarım.
Ben Sevgi Periniz sizi çok ama çok seviyorum, dişil enerjinin eşsizliğini sevdiğim gibi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder