
Can Kuşlarım, boğazımı ve ruhumu serinleten buz misali rakım elimde, sigaramın dumanı ciğerlerimde, kulağımda eski 45’likler yaşamımı, var olduğum şu anı kutluyorum. Ah dostlar şu yaşadığımız hayat ne kadar da ciddi yoksa biz mi çok ciddiye alıyoruz? Benim ciddiye aldığım kesin. Kendimi paraladım değişme dönüşme uğruna. Başıma gelen her şeyi kendimden bildim, ne kadar da büyütmüşüm gözümde beni J Yaşamayı unuttum. Pişman mıyım? Asla. Hep dediğim gibi benim yolum bu. Ama vardığım nokta çok basit. Hayat dibine kadar yaşanmalı. Ne yaşamayı istiyorsak yaşamalıyız, özgürce. Hayat kısa be dostlar. Hatırlayın sevaplar kadar günahlar da var. Derviş olmak zorunda değiliz. Tanrı bile bizi zorlamazken biz neden bunu yapıyoruz kendimize. Canına yandığım şu toplumsal kurallarımız yok mu, hepimizi engelliyor. O ne der, bu ne der diye hayatımızı kısıtlıyoruz. Evrensel kurallar var, ona dâhil olalım. Orada her varlık istediğini yaşamakta özgürdür, her şekilde ve her durumda özgür iradeye saygı ve kabul vardır, yargı ise yoktur. Yargıların hükmünü kaldıralım üzerimizden. Kim ne derse desin, yüreğimizin sesini dinleyelim, o bize yalan söylemez. Zihnimiz gibi üçkâğıtçı, kandırıkçı, vesveseci değildir. O saftır.
Saf kalbimle içiyorum bu akşam, katılır mısınız bana? Gelin benim dünyamda yargılar kapsama dışıdır. Gelin, aşklarımızı, sevişmelerimizi, kırgınlıklarımızı, mutluluklarımızı kısacası hayatlarımızı paylaşalım gülelim, ağlayalım, şarkılar söyleyelim, içelim güzelleşelim.
Bu akşam ben yol gösteren değil de yolcu olma hakkımı kullanıyorum. Belki de siz bana yol gösterirsiniz yaşadıklarınızla, duygularınızla ne dersiniz? Bir birimizden farkımız yok ki.
Hepimiz bu hayat yolculuğunda yolcuyuz, biz yolcuyuz da hancı kim bilemiyorum? Biliyorsanız bana gösterir misiniz bir zahmet, zira ona soracaklarım var J
Hayatı nasıl tanımlarsınız dostlarım? Hayatı tasvir ederken aslında kendimizi anlatırız. Ben mi? Bu akşam kendimi anlatmaya niyetim yok hatta ve hatta sıkıldım diyebilirim. Biraz da sizi dinleyelim. Hatırlayın hepiniz birer dünyasınız, alır mısınız beni dünyanıza.
Belki de bir süreliğine sözün bittiği yerdeyimdir de sıra size gelmiştir. Kapınızdayım, çalıyorum sevgiyle kapınızı, duyuyor musunuz? Bekliyorum…
Kim bilir hayat daha bize ne sürprizler sunacak. Kim bilir ne aşklar, sevişmeler, kahkahalar, gözyaşları, isyanlar, başarılar, hayal kırıklıkları yaşayacağız. Ne olursa olsun, hayat yaşamaya her şekilde ve her durumda dibine kadar değer, yeter ki biz içimizi öldürmeyelim.
Sizi oyun oynamaya davet ediyorum. Paylaşma oyunu olsun adı. Dünyalarımızı paylaşalım ve ufkumuzu genişletelim birlikte, zira çok sıkıldım monologdan. Hayat paylaştıkça güzel dostlarım. Paylaşma oyunuma katılır mısınız? Yalnız değiliz ki. Ben varım, siz varsınız, biz varız. Elimdeki topu şimdi size atıyorum, oyunu başlatıyorum J
Ben Sevgi Periniz, kadehimi hayata yani kendime ve size kaldırıyorum, hatırlayalım; hayat biz varsak var, yoksak yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder