Çok sevdiğim bir arkadaşım bana su perisi olduğumu söyledi. Evet, gerçekten de ben eskiden su perisiydim ama acemisinden ya da beceriksizinden J Neden mi? Bir sürü hayallerim vardı, Hepsini suya yazardım ama o yüzden hiçbiri olmazdı L Hayallerimi, yarattıklarımı içim desteklemezdi ki suya kazınsın, gerçekleşsin. Hadi oradan dediğinizi duyar gibiyim. Evet, suya yazılır mı hiç? Yazılmaz tabi ki. Zaten benim amacım da buydu. Öylece laf olsun diye düşüncelerimle hayaller kurardım ama içimden gerçekleşmesini engellerdim. İstemezdim olmasını. Olursa acı çekemezdim de ondan. Mutluluğa, huzura kodlu değildim ki. O yüzden bütün hayallerimi hep sabote ettim. Sabotajcıydım ben. Safi zarardım kendime anlayacağınız yoldaşlarım. Aslında o kadar karmaşığız ki. Kendinizle bir yüzleşebilseniz nelerinizle karşılaşacaksınız. Garanti veriyorum J Neyse sonra günlerden bir gün fark ettim ki içimde iki ayrı dünya var. İkisi de ayrı ayrı tef çalıyor. İkisi de ayrı âlemlerde, isteklerde. Ben ne yapacağımı şaşırdım. Önce içime yöneldim. Bu arada diğer tarafım başına buyruktu ve sabotaja devam etti. Ama yılmadım önceki yaşamlarımdan getirdiğim, anne baba neslinden, genetik olarak getirdiğim ve bu dünyada içimi istila eden ve kim bilir kaç enkarnedir dönüşmeyi bekleyen kötü duygularımı pozitife dönüştürdüm ama bu arada diğer tarafım bildiğine okudu. Ne kadar çalışsam da bir türlü hayatım düzene girmiyordu. İçimdeki benle dışımdaki ben farklı davranıyordu. En azından önce ayrı takılsalar da ortak payda da birleşiyorlardı J Sonra sıra dıştaki bene yöneldim. Aman tanrım orası akıllara zarardı. Yaramazdı, başına buyruktu, umursamazdı, istediğini yapıyor, laf söz dinlemiyordu. Tamam dedim haydi bakalım kolay gelsin Huge Dreamer. Hı hı J hiç te kolay olmadı Hatta çok zor oldu ama zafer benim oldu. Fark ettim su periliğini ilan eden dıştaki bendim. Peki, neydi bu dıştaki ben? İşte o düşüncelerimdi yani yaramaz zihnimdi. Dır dır konuşan, hiç susmayan, beni yolumdan çeviren sabotajcı, blokajcı zihnimdi. Önce zihnimdeki bütün negatif yargılarımı temizledim. Sonra onu kontrol altına aldım. Çok zor olmadı temizledikten sonra. Fakat ilginç olan su perisi zihnim, yani ilizyon yanım, yani dış tarafım gün geldi içsel tarafımdan çok utandı. Çünkü o yaramazdı, isyankârdı. İçsel tarafımın çabalamasını, huzurunu, dinginliğini, sabote ediyordu. Çünkü kendini tehlikede hissediyordu. Belki de haklıydı hayat hiç te kolay değildi! Sonra birleştiler. Yani duygusal ben ile mantıksal, yani içsel ben ile ilizyonda ki ben barış imzaladılar. Savaş bitti. Şimdi içimde ve dışımda sonsuz barış var. Tabi hala ilizyon tarafımda değiştirip dönüştürdüğüm ve dönüştüreceğim yargılar, yaramazlıklar var. Ama büyük oranla hükümsüzdür su perim artık duyurulur. Yani güç bende artık. Yani bu hayattaki Huge Dreamer da.
Peki, şimdi neyim ki ben? Evet, şimdi ben çocuğumun gece gizlice yatağının altına para koyan diş perisi ve herkesin sevgi perisiyim.
Şimdi size sesleniyorum; Ben sizin sevgi perinizim yoldaşlarım. Hepinize verecek kadar sevgim var. İsteseniz de istemeseniz de sevgimi size her zaman ve daima yansıtırım.
Şimdi size sesleniyorum; Ben sizin sevgi perinizim yoldaşlarım. Hepinize verecek kadar sevgim var. İsteseniz de istemeseniz de sevgimi size her zaman ve daima yansıtırım.
Eskinin hükümsüz su perisi, bugünün sevgi perisi sizi çok ama çok seviyor. Açın kalbinizi, bu sevgi size aksın.
Sevgili takipçim,
YanıtlaSilKesinlikle farkındayım. Yolum bu; sevgi verip, sevgi almak yani sevgiyi paylaşmak ve büyütmek
Sevgiler :)