Tanrım çok özür dilerim. Hem senden hem de kendimden…
Tanrım biliyorum sen beni hiç yargılamadın, sadece sevdin hem de sonsuz adaletin ve şefkatinle. Oysa ben senden uzak durdum hep. Korktum ve korkutuldum. Günahlarla hayatımı sınırladılar tanrım. Seni elinde kızılcık sopası yukardan bana kızgınlıkla bakarken hayal ettim hep. Başıma gelen her kötü şeyde seni suçladım. Sana isyan ettim. Ama özür dilerim ne yapabilirim; beni kadere inandırdılar. Kader denilen şeye senin karar verdiğini öğrettiler. Kimse bana bizi özgür bıraktığını, senden özellikler verdiğini, bizi çok sevdiğini anlatmadı, öğretmedi tanrım. Kimse beni düşünmeye yüreklendirmedi. Seni sorgulamama, dinimi sorgulamama izin vermedi tanrım. Günahtı bunlar. Oysa ben hep içimde sorguladım. Bundan suçluluk duydum. Şimdi yüreklilikle ve içimdeki senin sevginle söylüyorum. Evet, seni sorguladım, dinimi sorguladım. Geldiğim nokta bana öğretilenler ve dayatılanlara karşı durarak; seni ve dinimi çok ama çok seviyorum. Ama artık dinin aramıza girmesine izin vermiyorum. Hep düşündüm; beni şu dünyada en çok seven kişi annemdi. Çünkü beni doğurmuştu, büyütmüştü. Ne yaparsam yapayım hep de sevecekti. O zaman tanrı nasıl beni sevmezdi, cezalanırdı, hatta yakardı. Olmaz olamazdı. Sonsuz sevginin, şefkatin kaynağı olan sen bunu yapmazdın. İçim rahatladı. Sonra bana verdiğin sevgiyi içimde kilitlediğimi fark ettiğimde senden çok utandım. Hemen sevgimi kucakladım. Artık benim üzerimde sadece ve sadece senin sonsuz sevgin, adaletin, şefkatin hüküm sürmekte. Artık senden korkmuyorum.
Beni korkuturlarken günahlarla; sana şükretmeyi bilemedim. Ama şimdi senden korkmayan ben, sana şükretmeyi öğrendim ve bunu gönülden yapıyorum. Keşke tanrım bana seni sevmeyi öğretselerdi. Keşke beni korkutmasalardı. Senin yasakların yerine beni sadece sevginle büyütselerdi; o küçücük çocuk ben belki de hiç öfkeyle, hırsla dolmayacaktım, gözlerim ağlamaya bağımlı olmayacaktı, yüreğim isyanı değil tevekkülü öğrenecekti. Geldiğim bu noktaya çocukken gelebilecektim. Ama olsun şimdi sana kendi özgür irademle bağlandım. Ne dinim aracılığı ile ne de seni bize yanlış tanıtan varlıklar vasıtasıyla.
Şimdi biliyorum ki istediğim hayatı yaşamakta özgürüm. İster karanlıkta ister ışıkta olayım döneceğim yer, özüm yani senin sevgin.
Bana dünyanın acılarla, zorluklarla, kanla dolu olduğunu öğrettiler. Dünyanın sınav olduğunu kazıdılar beynime. Oysa öyle değilmiş tanrım. Buranın ruhlar için oyun alanı, okul olduğunu kimse anlatmadı, öğretmedi. Okul ama sınavları kendimizin koyduğu, notların, takdirlerin, pek iyilerin olmadığı bir okul. Ama ben öğrendim tanrım. Beni seviyorsun, seviyorsun.
Dünyada sözüm ona senin sevgin adına savaşlar var tanrım. Senin sevgini içinde hisseden hangi varlık savaşabilir? Seni gerçekten içinde hisseden her varlık sadece ve sadece sever.
Tanrım seni gönülden seven, hisseden varlık olarak artık kendimi de çok seviyorum ve yargılamıyorum. Sana yani kaynağa gönülden bağlıyım.
Farklı bir dünya hayal ediyorum. Sadece senin sevginin olduğu, senden korkmayan, sorgulayan çocukların yetiştiği bir dünya. Sana söz veriyorum; ben ve yoldaşlarım senin aşk yolunda ilerliyoruz. Tek yolumuz ilahi aşk ve sevgi.
SENİ SEVİYORUM!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder