Sevgili Can Kuşlarım;
Ben deniz Sevgi Periniz, çok üzgünüm çok. Olana, olmakta olana kabul vermeyi öğrenmiş insan varlık olarak ellerine silah tutuşturularak hainlerin önüne yem misali atılan ana kuzusu gençlerin ölümüne kabul veremiyorum. İçim inanın kan ağlıyor. İçimde bir taraf isyanda da dışarı vuramıyorum. Neden neden benim ülkemde can, kan, nefes bu kadar ucuz?
Vatan daha değerli değil mi?
Vatan değerli de peki yaşam? Yaşam değersiz mi? Yaşam vatandan ibaret bu ülkede. İyi ki benin oğlum yok. İster bana kızın ister kızmayın ama iyi ki yok. İçimdeki isyankâr tarafım çocuğumu askere göndermeyi ret ediyor.
Allahın bana hediye ve emanet olarak verdiği insan tohumunu canımla kanımla besleyeceğim, filizlendireceğim, o filizi önce çiçek sonra ağaç yapacağım, aldığım her nefesi onun için alacağım ve sonra tam kök salacakken toprağa, ellerimle yok edilmesi için teslim edeceğim. Kök salmasını beklerken, toprağa gömeceğim.
Adalet mi bu Can Kuşlarım? Vatan sağ olsun da peki benim kuzu çocuğum, çocuklarımız?
Bu vatan için dökülen kanlar yetmedi mi artık? İsyan ediyorum katılır mısınız benim isyanıma?
Şimdi soruyorum, bu ülkede ordu yok mu, mesleği askerlik olan insanlar yok mu? Bu insanlara ve orduya para akıtılmıyor mu? Öyle ise mesleği askerlik olup, bununla geçinen varlıklar neden gidip savaşmıyorlar, vatanımızı korumuyorlar? Bu yüzden bu mesleği seçmediler mi? Yoksa askeri lojmanlarda, ordu evlerinde keyif sürmek için mi asker oldular? Ben anlamıyorum zaten kimse de anlatamaz. Yok, böyle bir dünya.
Asker olacağım, her ay para alacağım ama gidip savaşmayacağım. Tabi ne gerek var kimsesiz, küçücük çocuklar var. Onlar kimsesiz ve değersiz.
Kimse kusura bakmasın bu ülkede her şey yanlış. Ana kuzusu çocuklar nasıl savaşabilir, ne anlar silah tutmaktan, insan öldürmekten. İşte anlamadıkları için katlediliyorlar.
Tek suç hainlerin mi?
Sıcacık yataklarında yatan askerlerin suçu yok mu?
Devlet büyüklerimizin suçu yok mu?
Çocuklarını koruyamayan halkın suçu yok mu?
Yok, asker arkadaş, ille vatan sağ olacaksa bir zahmet o sıcacık yatağından kalkacaksın ve gidip dağlarda savaşacaksın ya da istifa edeceksin. Sana para ödeniyor. Bedavaya ekmek mi var bu dünyada?
Bu yazıyı sizlere yazarken gözlerimden yaşlar dökülüyor, ben duygu insanıyım. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyemiyorum. Yaşama hakları ellerinden alınan gencecik askerlerimiz için isyandayım.
Bir varmış bir yokmuş; gencecik annesinin babasının göz bebeği, ümidi çocuklar varmış ve vatan aşkıyla vatani görevini yapmaya gönülden gitmişler. Sonra bir varmışlar, bir yok olmuşlar. Yaşam masallarını tamamlayamamışlar. Masalları yarım kalmış. Masalları yarım kalmış ama vatanları nefes almaya devam etmiş. Masallarındaki sağ olan vatanda, zengin, nüfuslu, makamlı olmayan anneleri, babaları hiç dinmeyecek gözyaşlarıyla kimsesiz kalmışlar. Şehit gençler için verilen bütün emekler çöpe atılmış ama kalplerde hiç geçmeyecek yaralar açılmış. Olsun bu masal onların masalı değil sağ olan vatanınmış. Bu sağ olan masalsı vatanda ne yazık ki ne hak, ne adalet, ne eşitlik, ne de özgürlük varmış. Bu vatan bir karış toprak uğruna yaşam ağaçlarını kuruturmuş. Bu vatan toprakları kıpkırmızı kanlarla ve gözyaşlarıyla örtülüymüş ve hiç kurumazmış. Kuruyup ta tazelenip, yeşeremezmiş.
Masallar böyle olmaz değil mi Can Kuşlarım? Masallar hep mutlu sonla biter ama maalesef bu ülkede masallar bilinmiyor çünkü yaşanamıyor, yaşatılmıyor.
Ben Sevgi Periniz aşkla bağlı olduğum Allah’tan ülkeme hak, adalet, özgürlük, birlik, beraberlik, akıl ve fikir diliyorum.
Hatırlayın, Seviliyorsunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder