Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

15 Haziran 2012 Cuma

Kanatsız Melek Babacığım:)

Babacığım, canım, aşkım babalar günün kutlu olsun. İyi ki şu sevilesi dünyaya geldin, benim var olmama sebep oldun. Sen yaşarken yüzüne canlı kanlı söyleyemediğimi şimdi bütün Can Kuşlarımın önünde söylüyorum. SENİ SEVİYORUM BABACIĞIM.

Babanız size ne ifade eder Can Kuşlarım?

Baba benim için yıkılmaz, çelikten bir kaledir. Bu kale güvenlidir. Arkaya dönüp bakmaya gerek yoktur, babanın eli sırtınızdadır. Düşmenizi engeller çünkü o sıcacık elleriyle sizi her daim destekler bir çınar gibi. Çınar ağacıdır baba. O ağacın altında serinlersiniz, umutlanırsınız en önemlisi korkmazsınız. Baba cesarettir hayatta. O cesaretle her istediğinizi güvenle yapabilirsiniz.

Baba, annelerimiz gibi kanatlı değildir, kanatsız melektir. Çünkü kanatlarını size ödünç vermiştir. Her daim üzerinizdedir. O kanatların altında kim ne yapabilir size? Kanatları o kadar güçlüdür ki, kimin gücü yetebilir kırmaya?

Baba tehlikeyi sezdiğinde kükreyen ormanlar kralı aslandır. Çocuğunu bütün tehlikelerden korur, kim o kükremenin karşısında durabilir? Ben tavsiye etmem.

Baba dünyadaki gerçek yuvadır. Bu yuvada gerçek sevgi vardır. Baba her ne olursa olsun rahatlıkla dönebileceğiniz kapıdır.

Baba zamansızlıktır. Yaşınız kaç olursa olsun o babadır, büyümezsiniz onun gözünde.

Baba kız çocuğu için iskambil kâğıtlarından As olanıdır. İlk sevdiği erkek babasıdır sonraları da babası gibi bir adama âşık olacaktır. Erkek çocuğu içinse ilk kahramandır. Onu örnek alacak, yuvasında onun gibi olacaktır.

Benim babam bunların hepsiydi. O varken cesaretliydim çünkü güvendeydim. O olduğu sürece beni top yıkamazdı. Babam şu sevilesi dünyayı terk edeli dokuz yıl oldu. O artık bedensel olarak yok. İlk öldüğü gün kolum, kanadım kırılmıştı. Onda hissettiğim güven duygusunu hiçbir erkekte hissetmedim, belki de hiç hissedemem. Varsın olsun öyle olsun, onunla öğrendim ve biliyorum ya yeter bana. Babam bedensel olarak yok belki ama enerjisi hep benimle. O gitti ben güçlü, cesaretli olmayı öğrendim. Kendi kanatlarımı çıkarttım, kendim kapı oldum. İçimdeki kendi çınar ağacımı yeşerttim, büyüttüm. Kendimi korumayı öğrendim.

Doğru insan olmayı babamdan biliyorum ben. Doğru bildiğimden şaşmamayı, hayallerimin peşinden gitmeyi, kendime güveni ve inancı babamla bildim ben.

Keşke ah keşke yaşasaydın be babacığım. Yaşasaydın da şu yazdıklarımı okuyabilseydin, ne çok isterdim inan. Ölmediğini biliyorum, sen hep varsın. Kalbimde, zihnimde, dilimde, davranışlarımda yaşıyorsun, yaşayacaksın da. Sana babasının küçük kızı Sevgi Perisi sözü.

Sevgili Can Kuşlarım, eğer babaysanız gününüz kutlu olsun. Eğere henüz evlatsanız, kalkın şimdi ve tam zamanında babanıza onu sevdiğinizi söyleyin. Hatırlayın, yarın çok geç olabilir. Her şey zamanında anlamlı ve güzeldir. Bakın benim söyleyeceklerimin adresi silindi. Eğer benim gibi adressiz Can Kuşlarım var ise, siz de bugün benim gibi babanızı anın, onun adına kadeh kaldırın ve kutlama yapın iyi ki yaşamda var olduğu için.

Hatırlayın, alınan hediyelerin fiyatı ve değeri vardır ama sevgi sözcükleri, teşekkürler ve sıcacık sarılmalar paha biçilmezdir.

Ben Sevgi Periniz, şu anda kadehimi bir zamanlar çoğu nefesini benim için almış babam için kaldırıyorum. Şerefine kalem, kapım, çınar ağacım, canım kanatsız melek babacığım.

1 yorum:

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı