Yoldaşlarım karşıma ilk tanıştığımız anda aslında gerçek olmayan, anlık düşünce veya belli bir amaçla ( siz anladınız onu J ) övgülerde bulunmayan, cool, oturaklı, kendini anlatmayan, ya da benim şeceremi çıkartmaya çalışmayan sadece öylece sohbet eden, yakışıklı, beni geçmişimle ya da fiziğimle değerlendirmeyen bir adam çıksın, peşinden koşacağım inanın. Ama nerde ya! Daha tanışır tanışmaz başlıyorlar. Ne iş yapıyorsun, yalnız mı yaşıyorsun, çok güzelsin, alımlısın, yemeğe çıkalım mı ? Ya kardeşim sanane yahu. Dur bakalım! Ben sana soruyor muyum canım! Hem ben seni beğendin mi bakalım? Ya da sana kendimi anlatmak istiyor muyum? Bunlar o kadar çok güveniyorlar ki kendilerine hayır cevabı onlar için söz konusu bile değil. Alışmışlar. E alışmış kudurmuştan betermiş derler ya aynı o hesap. İki konuşmada aşkları oluveriyorsun. Nasıl ya nasıl? Aşk o kadar basit mi ki? Bunlar yüzünden bu kelimeyi kullanmıyorum artık. Çok ucuzladı çok. Ya da hayatım. Lafa bakın lafa. Ne anlamlı bir kelimelidir oysa. Hayat en değerli şeyimiz..Daha yeni tanıştığımız kadına ya da adama hayatım diyebiliyoruz. Hadi oradan. Şimdiye kadar hayatım olacak kimse çıkmadı karşıma. İnsan hayatından vazgeçebilir mi ki? Geçemez, o halde ben vazgeçemeyeceğim aşkımla karşılaşmadım, yollarımız kesişmedi L . Halit bile vazgeçilmez değil ki bitti. Ama o bu adamlara her şeye rağmen bin basardı. Ben isimle hitap etmeyi çok seviyorum. Bana da ismimle hitap edilsin daha iyi. Her kişinin ismi söylerken tınısı vardır ve ben onu çok seviyorum. Ondan duyguyu alabilirsiniz.
Şimdi adam gibi adam derler ya; öyle biri çıksın karşıma dişimi kıracağım vallahi J. Aslında çıktı çıkmasına da başka falsoları vardı ya da ben ısınamadım. Yani hep bir eksik oluyor değil mi? Neden tamlanamıyoruz acaba? Hiç düşündünüz mü? Zaman akıp geçiyor her ne kadar yavaşladığını hissetsem de bu aralar. Tatilden yeni döndüm. İnsanları özellikle çiftleri gözetledim her zaman ki gibi. İnanın hiç biri mutlu değil. Deniz kenarında ayrı şenzonglarda, ayrı dünyalarda keyif yapıyorlar sözüm ona. Akşam yemeklerinde konuşmadan, ellerinde telefonlar güya romantik akşam yemeği yiyorlar. Olsun mum yanıyor ya yeter ne de olsa değil mi? Sonra dedim ki kendi kendime Huge Dreamer böyle ilişkin olacaksa yalnız ol daha iyi. Bu ne böyle robotik ilişkiler. Siz ne durumdasınız? Eğlenebiliyor musunuz ya da ateşli tartışmalarınız, saatler süren sohbetleriniz oluyor mu sevgilinizle, kocanızla? Sonra çılgınlar gibi sevişebiliyor musunuz? Sanmıyorum varsa da sayısı çok azdır. Neden böyle oluyor? Yanlış adreslerdeyiz çünkü. Bir aşk mektubunu düşünün; yanlış adrese giderse değeri bilinir mi? Anlamı olur mu? Olmaz değil mi? Direk iade edilir ya da buruşturulup çöpe atılır. İşte biz de ruhlarımıza bunu yapıyoruz. Neden yanlış adreslerde takılı kalıyoruz da yeni adreslerde can bulmuyoruz? Ya da neden doğru adresi bulamıyoruz? Yola çıkıyoruz hatta yoldayız ama neden adresi ıskalıyoruz? Yoldaşlarım umarım hepimiz doğru adreslerimizde mutlu mesut olabiliriz bir gün. Ben kendim adıma umutluyum hem de çok. Sizin için de aynısını diliyorum. Çünkü yoldaşlarım bizler en iyisine layığız.
Yanlış adreste de olsanız, doğru adresi de arasanız yanınızdayım canlar.
Sizi seviyorum, peşinden koşacağım adamı, dişimi kırma ve doğru adresi arama durumumu sevdiğim gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder