Sevgilim, gelme, olduğun yerde kal. Ben henüz yeni bana bırakıp gittiğin hasarlarımı tamir ettim. Tekrar yaşayamam. Gerçekten sen gelme. Ne oldu da bunca zamandan sonra aklına düştüm? Neydi sebebi? Canını mı acıttılar? Aradığını mı bulamadın? Yoksa çok koştun da yoruldun mu, dinlenecek, sığınacak sıcak bir yuva mı arıyorsun? Ben soğudum be sevgilim; buz gibi, sensiz yatağımda üşüye üşüye. Alıştım sensizliğe. Gelip de dengemi mi bozacaksın?
İzin vermem, veremem bu sefer. Giderken beni olduğum yerde, sana olan aşkımla bırakırken hiç düşündün mü? Sanmıyorum, düşünseydin yapmazdın kırıp da beni halimle baş başa bırakmazdın. Sen yokken ben ne halim varsa onu görmeyi öğrendim. Şimdiki halimden memnunum. En azından artık acımıyor canım eskisi gibi. Buz gibi yatağımızı tek başına ısıtmayı da öğrendim hatta o kocaman yatağı işgal ettim. Artık sadece benim. Senin varlığın çoktan yok oldu. Ben ve ben çok mutluyuz kocaman bize ait olan yatakta. Bir yatak neler ifade edermiş anladım sayende. Önceleri gecelerce yatamadım hatta odaya giremedim yokluğunda. Sonra bir süre kapıdan seyrettim. Adım adım sensiz oksijensiz odada nefes almayı başardım. En sonunda bir gece yatağımızla yani yatağımla barıştım. Orası zaten hep benimdi. Sen sadece ziyaretçiydin. Anladım. Sonra evdeki sana ait olan her şeyi yaktım, yırttım, attım. Senden bir şey kalmadı ne bende ne de evde. Tam senden özgürleşmişken neden çıktın ortaya. Benim gibi sevmediler mi seni? Canlarını acıttığında kapının önüne mi koydular? Yoksa senin bana yaptığını mı yaptılar sana? Ya da sıkıldın mı artık birçok liman gezmekten. Açık denizde boğulma tehlikesi atlattın da sakin, güvenli benim değerini mi anladın? Hangisi söyle bana. Elbet çok şey yaşamışsındır. Heyecanlıydın, can atıyordun başka bedenlere, nefeslere, öpüşlere. Bitti mi sıkıldın mı? Anladın mı bunun sonunun olmayacağını. Dönüp dolaşacağın yeri bildin mi artık? Geç kaldın be sevdiğim. Ben senin bildiğin o neşeli, umutlu, sevgi dolu kadın değilim ki artık. Sana güvenemem de. Giderken güvenimi de çöpe attın sen. Sana takılırdım başımın belası diye. Artık bela istemiyorum çocuk. Zaman geçti, acılarım beni büyüttü. Sen de büyüdün mü, olgunlaştın mı? Sanki büyük aşk bir kere yaşanır. Ben sende şansımı denedim ama olmadı, izin vermedin.Şansızım ben. Acılarımın bana kattığı olgunlukla artık aşk istemiyorum. Çünkü aşkın acı çekmek olduğunu sen öğrettin bana. Sen çok başarısız bir öğretmensin sevgilim ama sana da öğrettiler değil mi? İşte hayatın ta kendisi bu, hoş geldin.
Şimdi sen gelmiyorsun. Kendine başka bir yuva bul ya da biraz kendin kalmayı dene. Belki sana iyi gelir. Ölçer, tartarsın. Bundan sana acı çektirmez, çekmezsin belki. Ben her halükarda yokum sende, sen de bende.
Kendine iyi bak ama lütfen görerek bak. Gör kendini, bendeki ve sendeki seni…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder