Böyle bir bakış açıları var değil mi erkeklerin yoldaşlarım? Kadınları ikiye ayırıyorlar; eğelenilecekler ve evlenecekler olmak üzere. Bunu yapmalarına biz kadınlar izin veriyoruz ya neyse. Peki, biz kadınlar bunu yapmıyor muyuz? Biz de yapıyoruz, onlarla yarışabiliriz ama maazallah biz âşık olmaya görelim. İşte o zaman kalenin bale pabucu J Bunu yapmayan kadınlar ya da erkekler de var tabi ama azaldı şimdilerde. Özellikle erkeklerde ayyuka çıkmış durumda. Hayır, hangi hadle bunu yapıyorlar anlamadım. Kriterleri belli bu öküzlerin. Şimdi eğer bir kadın rahatsa, hayatını istediği gibi yaşıyorsa, erkeğe köle olmuyorsa eğlenilecek kadın oluyor. Eğer sessiz, sakin, uyumlu ahenkli ( yani köle ) ve namuslu ( O da ayrı bir tartışma konusu. Neye göre kime göre namuslu ) ise evlenilecek kadın oluyorlar. Allah Allah J. Hayır, sanki evlilik bu kriterlere bağlıymış gibi. İyi de neden böyle bir ayırım yapıyorlar? Yani sözüm ona eğlenilecek kadınlarla takılıp, onlara âşık olup, peşlerinde köle olup da sonra diğerleriyle evleniyorlar? Çünkü bu tarz kadınları zapt etmesi zor, uğraşmak gerekir. Diğerleri ise kolaydır. Kendilerini kocalarına adarlar. Dışarıda ki hayat aka dursun onlar sözüm ona mutlu mesut yuvalarında yaşarlar. Kocalarına çoğunlukta bağımlıdırlar. O ne derse öyle olur. Tam erkeklere göre değil mi?
Tamam, da peki bu erkekler cici eşleriyle neden mutlu olamayıp, onları evde bırakıp tekrar diğerleriyle dışarılarda fink atarlar acaba? Hiç düşündünüz mü? Çünkü evde sıkılırlar. Evde eşleri o kadar meşguldür ki; evle çocuklarla, dünyaları sınırlıdır. Konuşamazlar, gülemezler, dertleşemezler. Yine beğenmedikleri kadınlara dönerler. Çelişkiye bakın. Oysa mutlu oldukları kadınlarla evlenseler, hayatı paylaşsalar daha iyi olacak onlar için de işte bu kadınları da ikna etmek zordur, valla. Ama âşık olurlarsa onlar da bir süre köleleşebilir. Ama bu kötü yakıştırması bu kadınları ilgilendirmez. Erkekler istediklerini düşüne dursunlar onlar hayatları yaşarlar. Bilirler hayatta mutlu olmak gerekir. Nasıl mutlu oluyorlarsa onu yaşarlar. Bu onların kötü olduğunu göstermez. Aksine değerli, cesaretli, yeterli olduklarını gösterir. Onlar kim ne söyleyecek diye yaşamazlar. Zaten iyi de yaparlar. İnsanlar ölürken yapamadıkları şeyler için pişmanlık duyarlarmış. Neyse konudan sapmayalım.
Şimdi iyi kızlar cennete, kötü kızlar her yere gidecek de peki siz öküzler; siz nereye gideceksiniz? Söyleyeyim size; cehennemim dibine. Bunu da ben söylemiyorum, hemcinsleriniz söylüyor. Bu durumda iyi kızlar cennete gidiyorsa iyiler, öte tarafta rahat edecekler ama dünyadan da istediklerini yapamadan kitlesel inanışlara dayalı bir hayat sürerek ve uyanmadan ayrılacaklar. Öküzler cehennemin dibine gidecek ya, yandılar, cayır cayır yanacaklar. EE bu arada yaktıkları canların faturasını ödeyecekler. Ama olsun sonra cennete alınırlar belki J Hurilerle takılırlar anlarsınız ya. Ama tabi o buruşuk, yanmış tenle hangi fıstık huri bakarsa öküzcüklere bilemiyorum. Kötü kızlar nasıl olsa her yere gittiğine göre sorun yok. Cennet cehennem fark etmez J Neden mi? Çünkü onlar hayatlarını istedikleri gibi yaşamış olacaklar şu fani dünyada.Dolu, dolu, bata, çıka, güle, ağlaya ama ölürken pişman olacakları bir şey olmayacak. Gönül rahatlığı ile ebedi mekâna gidecekler. Artık cennette iyi kızlarla buluştuklarında maceralarını özlemle anlatırlar, cici kızlarımız da ah keşke biz de yaşasaydık yüz ifadesiyle dinlerler. Bu durumda kötü kızlarımızın kaybedecekleri bir şey yok, aksine bir dünya kazançları olacak. E ne de olsa dünya da yaşıyoruz değil mi? Cennet veya cehennem var mı sizce? Varsa gözünüzde nasıl canlandırıyorsunuz? Ya da cennete veya cehenneme inanıyorsanız; siz hangisini hak ediyorsunuz? Ben mi? Bir sonraki yazım ‘Cennet mi Cehennem mi? ‘ yazımda anlatacağım.
Sizi seviyorum içimdeki kötü kızı, içimdeki iyi kızı ve onların çekişmelerini sevdiğim gibi.
Siz de hangisi baskın yoldaşlarım? Düşünün.
İster cennete, ister her yere gidin unutmayın SEVİLİYORSUNUZ! Hey öküzler siz de, siz de seviliyorsunuz, valla J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder