Sakın kimse bana kilo almışsın demesin. Bu cümleyi duyduğum zaman olmayan cinlerim tepeme çıkıyor. Duymaya katlanamadığım en can alıcı konudur. Kilo benim takıntım. Bundan özgürleşmeye niyetim yok. Zayıf olmaktan memnunum arkadaş. O kiloları vermek için çok uğraştım. Bir de şimdi zayıfım ya bazıları ‘ ay çok zayıfsın, biraz kilo al güzelleşirsin’ demiyorlar mı ağzım açık kalıyor. O yüzden mi acaba bunca kadın yaz geldi diye spor salonlarına hücum ediyor ve rejim yapıyor? Kilo ne zamandan beri güzellikten sayılıyor. Sayılıyorsa eğer benim kitabımda yok. Bana göre zayıflık güzelliğin yüzde ellisidir. Kendimi zayıf, fit hissettiğim an güzelimdir, es kaza kilo alayım kendimi çirkin hissederim. Ben buyum. Ama insanların kilolarıyla işim yok. Kim nasıl isterse öyle yaşar. Birlikte olduğum adamın da fit olmasını isterim. İtiraf ediyorum takılmıyormuş gibi davransam da katlanamıyorum yağlı bir vücudaJ Bence herkes bedenine bakmalı.
Sonra kimse depresyondayken, güçsüz olma hakkımı kullanıyorken bak sen çok güçlüsün demesin nevrim dönüyor. Hele bunu söyleyen sevgilimse direk yok sayıyorum. Cidden. Çünkü ben güçsüzken ve bir destek isterken hayatımdaki adamın bana sen güçlü bir kadınsın demesi aslında ben şimdi sana destek olamayacağım, bir zahmet sen problemlerini hallet, sonra görüşürüz demektir. İyi günde, lay lomda yanındayım ama kusura bakma sorunlarında kahramanın olamam demektir. O zaman direk oldu sana iyi günler misali hayatımdan çıkartırım o adamı J .
Bir de bir de sokakta, parkta teyzelerin, amcaların direk Güneş’im için ay bunu sen mi doğurdun ya da bakıcısı mısınız soruları yok mu sevinsem mi bozulsam mı bilemiyorum.
Öğrenci gibisin söylemlerine de hoşt diyesim geliyor J Öğrenciler bunun ayırtına varabiliyor büyükler varamıyor şaşılacak şey. Oh işte ben hep genç kalacağım.
Başka başka?
Annemin otuz beş yaşındaki bana bu saatte nereye gidiyorsun sorusuna hala şaşıyorum. Gelmişim orta yaşa ama yok hala annemin gözünde ergen misali korunup kollanması gereken bir genç kızım. Bir de küçükken çocuğum kime söylüyorum ve dersin yok mu sorularına dayanamazdım şimdi aynısını anne olan ben Güneş’ime soruyorum. Çaktırmayın J
Yeni tanıştığım bir adamın nerede, kiminle yaşıyorsun sorularına katlanamıyorum. Herhalde içgüveysi gelecek bana ki soruyor.
Okulda müdürün saati göstererek arkadaşlar derse demesi yok mu, tekrar yerime oturasım geliyor. Sanki çalışmıyoruz, sorumluluğumuzu bilmiyoruz. İnadına her dediğinde oyalanıyorum.
Oh, senden iyisi yok, öğretmen olmak varmış diyenleri kıştlayasım geliyor. Ancak rehabilite olabiliyorum arkadaş ben, sizin haberiniz var mı? Çalıştığım o altı saatte bir dakika oturmuyorum, evdeki derslerim de cabası. Hanginiz evinize geldiğinizde dersim var, çalışmam lazım diyorsunuz ve çalışıyorsunuz. Tabi benden iyisi yok değil mi?
İnsanların bağırıp, çağırmasına, terör estirmesine, psikolojik baskı yapmasına, küstahça emretmesine dayanamıyorum ve bana yapılmasına izin vermiyorum. Tamam, sevgi perisi olabilirim ama ezik değilim çok şükür. Önceleri bunlara tepkimi aynı yoldan verirken şimdi alçak sesle uyarıyorum, yani sevgi otoritemi kullanıyorum. Çünkü sana yapılmasını istemediğin bir şeyi sen de başkasına yapmayacaksın. Baya terbiye oldum.
Eskisi gibi bunlara takılmıyorum. Çözümü olan şeyleri çözümlemeyi öğrendim, çözümleyemeyeceklerime de kabul vermeyi. İnsanız işte hepimizin düşünceleri farklı ama onaylamak zorunda değilim. Onaylamadığım ortamlarda bulunmamayı seçiyorum, bulunmak zorundaysam da çoğunlukta sessiz kalmaya çalışıyorum. Dikkat edin çalışıyorum J
Sizlerin de var mı katlanamadığınız söylemler, sorular, durumlar? Yazın bana lütfen.
Ben Sevgi Periniz duymayı çok sevdiğim cümleyi şimdi kalpten size söylüyorum;
İYİ Kİ VARSINIZ ve SEVİLİYORSUNUZ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder