Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

25 Aralık 2011 Pazar

Don't Worry Be Happy :)



http://fizy.com/#s/16r3lc ( Lütfen yeni bir sekmede açınız ve okuyunuz)

Endişe etmeyin, mutlu olun Can Kuşlarım J Bazen sorunlarımız olabilir, yolumuza taşlar çıkabilir, bizi zorlayabilir ve canımızı acıtabilirler. Olsun endişe etmeyin. Bazen sevgilimiz bizi sevmeyebilir ve terk edebilir, endişe etmeyin. Bazen beş parasız kalabiliriz olsun endişe etmeyin. Bazen bu koskoca yedi milyarlık dünyada kendimizi yapayalnız hissedebiliriz endişe etmeyin. Bazen çok öfkeli olabiliriz, hatta ve hatta öfke kemiklerimize kadar sıçramış olabilir endişe etmeyin. Bazen söylemek istediğimiz şeyleri söyleyemeyiz de içimizde patlayacaklarmış gibi hissederiz, endişe etmeyin. Bazen kimsenin bizi sevmediğini ya da kimseyi sevmediğimizi hissederiz endişe etmeyin. Bazen kazık yeriz arkadaşlarımızdan ya da aşkımızdan ve neden böyle olduğunu anlayamayız, endişe etmeyin.
Bazen hayatın yükü ağır gelir omuzlarımıza, taşıyamaz oluruz, endişe etmeyin. Bazen kimseyi mutlu edemeyiz ya da kimse bizi mutlu edemez, endişe etmeyin. Bazen zaman bize yetmez, hiç kimseye ya da şeye yetişemeyiz, endişe etmeyin. Bazen her şey üstümüze üstümüze gelir ve biz duvar köşesine sıkışmış çaresiz fare gibi hissederiz ve bundan çok sıkılır, bunalırız ve kendimizden nefret ederiz, endişe etmeyin. Bazen zorunluluklar bize anlamsız gelir, kaçmak isteriz, endişe etmeyin. Bazen kendimizi ya da yaşadığımız dünyayı çok çirkin görebiliriz, endişe etmeyin. Bazen çocukken hayal ettiklerimizi yapamadığımızı fark ederiz, üzülürüz, endişe etmeyin. Bazen istediğimiz evde yaşayamayız, istediğimiz arabayı kullanamayız ya da toplu taşıma araçlarına mecbur kalırız, endişe etmeyin. Bazen kendimizi tutsak hissederiz, endişe etmeyin. Bazen kaçmak isteriz de sorumluluklarımız ayağımızdan çeker, endişe etmeyin. Bazen iş ya da özel hayatımızda eziliriz endişe etmeyin. Bazen evliliğimiz bize anlamsız, sıkıcı, tek düze gelir ve yeniden âşık olmak isteriz, endişe etmeyin. Bazen çocuklarımız ve onların ihtiyaçları ve istekleri denizinde boğulacakmış gibi oluruz ve onlara bağırır ya da kızarız, endişe etmeyin. Bazen kaybolduğumuzu hissederiz ve kendimizi arar arar da bulamayız, endişe etmeyin. Bazen tanrımıza kızarız, kırılırız, bizi sevmediğini, unuttuğunu düşünür ve isyan eder ve inkâr ederiz, endişe etmeyin. Bazen işler yolunda gitmez de Arap saçına döner ve çözemediğimiz geometri problemi gibi çözemeyiz de kendimizi başarısız ve değersiz hissederiz, endişe etmeyin. Bazen bencil oluruz, endişe etmeyin. Bazen günlerce ağlarız da ağlarız, acırız zavallı kendimize, endişe etmeyin. Bazen haksızlıklara uğrarız ya da başkalarına haksızlık yaparız, endişe etmeyin. Bazen aldatılır, kandırılırız ve çok ama çok üzülürüz, endişe etmeyin. Bazen umudumuzu kaybederiz ve daha da kötüye gideriz, endişe etmeyin. Bazen her şeye, herkese hatta ve hatta kendimize isyan ederiz, endişe etmeyin. Bazen sevgilimizin yolunu gözleriz, bekleriz ama o gelmez, endişe etmeyin. Bazen doğum günümüz, evlilik yıl dönümüz unutulur ya da biz unuturuz, endişe etmeyin. Bazen hayatın akışına kapılır, duramayız, ya da hayattan koparız, endişe etmeyin. Bazen yaşamadığımızı hissederiz, ya da abartıp suyunu çıkartırız da elimizde posası kalır, endişe etmeyin. Bazen koşarız koşarız da yoruluruz da duramayız ya da hep dururuz da eyleme geçemeyiz, kal gelir, endişe etmeyin.
Bazen hayal kırıklıklarına uğrarız, hayallerimiz yerle bir olur, endişe etmeyin. Bazen sandığımız kişi olmadığımızı fark ederiz, endişe etmeyin. Etmeyin, etmeyin, bu duyguların hepsi yaşadığınızın ve duygularınızı öldürmediğinizin belirtisi. Robot değiliz ki biz Can Kuşlarım. Hayat hiç de kolay değil. Sizi anlıyorum hem de gönülden. Ama endişe etmeyin, mutlu olun, yine de hayata gülümseyelim. Tevekkül edelim ve duygularımızı kabul edelim. Neden bu duyguyu hissettiğimizin köküne inelim ve o kökü yakalım, kurutalım. Yakalım, gitsin. Bu duygular bize hala nefes aldığımızı hatırlatır. Aldığımız, bizi yaşamda tutan her nefese ihanet etmeyelim. Gelin onu onurlandıralım ve her şeye rağmen gülelim. Her şey yoluna girecektir. O arada biz yıpranmayalım. Sadece her şeyin düzeleceğine inanalım.
İnançlarımız bizi yaşama bağlar hatırlayalım. Biz her şeye rağmen gülmeyi becerebilirsek, hayatın da bize gülümsemeyle cevap vereceğine inanalım. Hatırlayalım, biz hayatı nasıl görürsek, öyle yaşarız.
Sizi seviyorum, bazenlerimi yaşadığım zamanki endişe etmeyişimi ve her şeye rağmen gülümseyişimi sevdiğim gibi. Hatırlayın sevgi periniz sizi çok ama çok seviyor ve diyor ki; endişe etmeyin, mutlu olun, sizler bunu çoktan hak ettiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı