Sessiz ve tepkisiz çoğunluktan mı yoksa hakkını arayan sesli azınlıktan mısınız? Hangisisiniz Can Kuşlarım? Ben her zaman sesli azınlıktan olmayı seçmişimdir. Eski benken bunu kavga ederek, kendi doğrularımı karşımdakilere zorla kabul ettirmeye çalışarak yapardım. Başarılı olur muydum? Hayır, tabi ki. Zorla yaptırılan hiçbir şey doğru değildir. Şimdi mi? Zorlama, şart koşma yok! Sadece teklif var ısrar yok. Yol gösterme var, kolundan ya da bacağından çekiştirme yok. Özgür irade Canlarım , ve bundan büyük haz alıyorum. Kendi zorunluluklarımdan da özgürüm çünkü J
Bu gün öğretmen olarak içinde bulunduğum sistemden memnun olmadığımı göstermek için iş bırakma eylemine katıldım. İşe gitmedim. Bundan da bir an bile pişman olmadım. Tepkimi şu anda olabilecek en demokratik ve insanca yoldan yaptım. Her seferinde de yapacağım. Ama biliyor musunuz Can Kuşlarım katılan o kadar az öğretmen var ki L Ama sistemden, maaşlarından, haksızlıktan şikâyet eden, iş konuşmaya gelince mangalda kül bırakmayan o kadar çok öğretmen arkadaşlarım var ki ama iş eyleme gelince tık yok. Nato kafa nato mermer. Birden bas bas bağıran, mangalda kül bırakmayan sesli çoğunluk, artık korktuklarından mı, tembelliklerinden mi bilemeyeceğim sessiz, tepkisiz çoğunluk haline dönüşebiliyorlar. Bunun en küçük birimini ben eylemden bir gün önce okulumda yaşadım. Öğretmenler odasında ertesi gün eylem olacağını duyunca heyecanlandım, mutlu oldum. Arkadaşlarıma hep beraber eylem yapma teklifinde bulundum. Bu sefer birlik olma çağrısı yaptım en saf niyetimle. Ama cevap ne oldu sizce? Ses yok. İnanabiliyor musunuz? Ses yok. Yapacacak bir şey de yok şu an, özgür irade. Ama onlar özgür iradelerini kullanabiliyorlar mı acaba? Hayır, bilmiyorum dedim ama biliyorum; KORKUYORLAR! İdare ile ters düşmekten, soruşturma geçirmekten, ceza almaktan. Ah Canım Öğretmen Arkadaşlarım; biz zaten çoktan CEZALIYIZ. Hatta ve hatta tek ayak üzerinde tahtada arkamız dönük beklemekteyiz. Ve çok az sonra diğer ayağımız da kaydırılacak. FARKINDA mısınız? Çok merak ediyorum; gerçekten ama gerçekten merak ediyorum Allah aşkına sizleri idareniz, ya da daha üst makamlarınız ne zaman koruyup kollamış? 11 yıllık öğretmenlik hayatımda ben pek görmedim. Zaten kendini koruyamayan, ya da kendini korumayı susarak, etliye sütlüye karışmamak, koyun gibi dayatılan her şeyi, sarf edilen eylemsel ya da sözel hakaretleri kabul etmek sanıyorsanız YANILIYORSUNUZ! Kendini koruyamayan, hakkını bilmeyen, ya da tayin edemeyen birini hiç kimse korumaz ve kollamaz. Çok üzgünüm gözünüze batmasından sakındığınız o çöp parçası, gün gelir kocaman bir kazık olur ve hayatınızı ve sizi yönetir ve siz de kukla olursunuz, tıpkı şimdi olduğunuz gibi. Hatırlatırım Pinokyo bile kukla olmaktan haz etmemiş ve sonunda tek hayali olanı gerçekleştirmiş ve insan olmuştur. Acaba bizler ne zaman iplerimizden kurtulup insan olabileceğiz. Var mı biz de toplumca o yürek. Evet, var tabi ki ama kafamıza o kadar vurulmasına izin vermişiz ki gömüldüğümüz yerden kendimizi göremiyoruz. Gerçekler acıdır ama gerçektir. Bizler insan değil sadece ve sadece kuklayız. İplerimiz de başkalarının elinde.
Düşünsenize Can Kuşlarım bugün ülkedeki bütün öğretmenler birlik, tek vücut olsa ve biz de varız dese ve ağırlığını koyup işi bıraksaydı ne olurdu? Sadece bir gün hepimiz sokaklara dökülseydik ne olurdu? Bizim her ay maaşımızı aldığımızda yaşadığımız şoku hükümet yaşardı. Çoktan kaybettiğimiz saygınlığımızı kazanırdık. Evet; kaybettik bize duyulan saygıyı. Ama yapacak bir şey yok. Kukla kukladır işte, tahta parçası ne saygısı duyulacak. Ben de konuşuyorum işte J
Sevgili öğretmen arkadaşlarım; zaman susma değil, konuşma, eyleme geçme vakti. Yoksa işimiz yaş. Size dokunmadan bin yıl yaşayan yılan çok az kaldı sizi sokacak ama bu sefer zehrini azar azar değil kökünden bırakacak. Ama bizler müstahakız buna Valla! Madem anlayamıyoruz, demokratik bir toplum olamıyoruz, sözde demokrasimizi, öze çeviremiyoruz tamamen elimizden gidince uyanırız belki. Ama hatırlatırım size; bizi kurtaracak bir ATATÜRK daha yok. O bir kereydi. Bizim sunulmuş bir şanstı. İkinci kurtarıcı gelmeyecek. Tek kurtarıcı BİZİZ. Bize bizden fayda var, fark edelim lütfen.
Tanıdığım, tanımadığım bütün öğretmen arkadaşlarım sessiz, tepkisiz çoğunluk ta olsanız, sesli azınlıkta olsanız sizi çok ama seviyorum ve sizi sesli tarafa, bir olmaya, haklarımızı tayin etmeye ve kazanmaya çağırıyorum, geliyor musunuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder