Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

10 Aralık 2011 Cumartesi

İlluminati Dümen itani :)

İlluminati Dümen itani J

Evet, Can Kuşlar sevgi perisi olan ben aynı zamanda öğretmenim. Sevgi dışında İngilizce öğretirim. Çocuklarımı da çok severim. Ben onların huzur, rahatlama, sorgulama alanlarıyım.
Bana her şeyi ama her şeyi sorabilirler ve anlatabilirler. Çünkü onları yargılamam ben. Kızarım arada bağırırım ama hiç birinde aslında öfke, hırs yoktur. Gereklidir onların iyilikleri için, fark etmeleri için. Bazen gerçekler duvar gibi söylenmelidir uyanmak için. Uykuda olan birçok çocuğum var L
Şimdi henüz ergenliğe yeni adım atmış, her şeyi, herkesi ve kendilerini sorgulayan Melek Ata askerleri haftalardır safi negatif illuminati geri sayımıyla meşgullerdi. Tek konuları buydu ve deli gibi de korkuyorlardı ama hepsi değildi. Bazıları bundan çok zevk alıyordu. Şokları yaşadım ben. İlk önce çok üzüldüm ama sonra kabul ettim. Netice de onlar birer varlıktı isteyen karanlığı deneyimleyecekti. Burada bana düşen tampon oluşturmaktı. Korkan ve ilgisi olamayan çocuklarımı koruyup, kollamaktı. Üzerime çok geldiler ben iyiyi, güzeli anlatırken.
Bu sayımın son günü dünyalar güzeli öğrencime eve gidince ne yapacaksın dediğimde bana kaşını kaldırarak sayım bitiyor hocam yarın olmayabiliriz dedi ve gözlerinde korkunun zerresi bile yoktu aksine heyecan ve zevk vardı. Derin bir nefes aldım ve şöyle dedim. Sevgili ………. Eğer bunu düşünüyor ve bekliyorsan kendi içine dönmelisin. Sustu ve bir kelime daha söylemedi.
Geri sayım bitti. Hiçbir şey olmadı. Sıra bana gelmişti J Derse girdim, haftalardır derse başlamadan konumuz buyken kimseden ses çıkmıyordu. Evet dedim ne oldu sayıma? Geldiniz mi benim sözüme? Ama önce siz dümene geldiniz. Haftalardır olmayan bir şey için korku enerji ürettiniz. Elinize ne geçti sadece ruhunuzu kirlettiniz. Hala savunanlar oldu tabi, geri sayımın devam ettiğine dair. Yapacak bir şeyim yok, inanmak isteyeni yolundan çeviremem, çocuk ta olsa bile. Ben yolu gösteririm, gelmek isteyene elimi uzatırım, istemeyene saygı gösteririm çünkü onlar da bizim gibi çok güçlü varlıklar.
Ama illuminati gerçeği var hepinizin de bildiği gibi. Evet, bu sayımın bir amacı vardı aslında. Sayım bittiği an saflar da belirlendi.  Karanlık ve ışık safı. Bundan sonra karanlık hiçbir varlığı korkutarak, zaaflarından, açıklarından yakalayarak, kandırarak karanlığa çekip, hizmetinde kullanamayacak. Artık özgür iradeye müdahale sonlandı. Ama sayım bitene kadar ele geçirdiklerini geçirdiler. Bu bir son mu hayır. Her zaman saf değiştirilebilir. Dediğim gibi maç şimdi başladı. Çünkü artık bu dünya üzerinde özgür irade hüküm sürecek. Dünya artık daha güzel, yaşanılası bir yer olacak. Lütfen sizde buna destek olun ve ışığa gelin. Sizleri ışığa, iyiye, güzele davet ediyorum Can Kuşlarım.
Gelseniz de gelmeseniz de özgür iradenize saygı duyuyorum. Işık ailesinden sevgiler .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı