Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

19 Aralık 2011 Pazartesi

Ruhsal Diyetisyeniniz Sesleniyor :)

Sevgili Can Kuşlarım, ne yersiniz, ne içersiniz, nasıl beslenirsiniz? Diyetisyeniniz soruyor J. Laf aramızda sevgili diyetisyenlerimize hep sinir olmuşumdur. Hayır, benim fazla kilom da yok ama biliyorsunuz sınırlara isyanım ama nedense kendi sınırlarıma girilmesine de hayatta izin vermem J Ama olsun sınırlar olmalı hayatta. Sınırlarınız olsun Can Kuşlarım ve hepsini ama hepsini siz belirleyin, başkalarının sizi sınırlamasına izin vermeyin çünkü mutsuz olursunuz. Neyse; yediklerinize dikkat eder misiniz? Düzenli misinizdir ve hep sağlıklı şeyler mi yersiniz? Ben dikkat etmem biliyorsunuz. Hatta ve hatta tüm gün yemek yemeği unuturum J Hayatımın merkezi yemek değildir. Ama bol bol içerim. Özellikle o mis gibi kokan kahve kokusuna dayanamam. Anlayacağınız tam anlamıyla düzensizimdir ve iyi beslenmem. Düzene de karşıydım değil mi ben J Kendi düzenim var ama hastalanmayacak kadar beslenirim, yemek benim mutluluk nedenim değil.
Peki; ruhunuzu neyle beslersiniz? Ben ruhumu çok güzel beslerim. Bu yüzden de karnım da tok benim J Önce ruhumu öfkemden, hırslarımdan, sevgisizliğimden, yalnızlık duygumdan arındırdım. Yani ruhumu hasta eden bütün kötü yiyecekleri ay pardon kötü duyguları bıraktım. Bu tıpkı rejim yapmaya benzer inanın. Ben ruh olarak obezdim obez. Fiziken ince olsam ne yazar gönül bile yazamaz J Bol bol acıdan beslenirdim. Acıya bağımlıydım tıpkı şişman insanların tatlıya ya da hamur işine bağımlılıkları olduğu gibi. Hani onlar yemeden duramazlar ve yediklerinde mutlu olurlar ya işte ben de öyleydim. Acı çekmeye zaafım vardı, mutluluk duyardım acılarımdan. Hatta ve hatta eğer kaybedersem onu, tedirgin olur, hemen bir tane yaratırdım. Acı benim göbek adımdı J Nasıl yemeği seven insanlar yedikçe yerler işte ben de acı çektikçe daha fazlasını isterdim. Zaten şöyle bir söylem yok mudur Can Kuşlarım ‘ Ayyyy çok güldük başımıza bir şey gelecek vallahi ‘ Aman gülmeyelim, azıcık mutluluğu hak etmeyiz biz zaten. Acıdan besleniyoruz Can Kuşlarım L
İstediğimiz kadar yediklerimize dikkat edelim ruhumuzu iyi besleyemezsek hiçbir anlamı yok inanın. Biz insan varlıklar aslında çok yemeğe kodlu değiliz. Az ve öz. Ama ruhumuzu bol bol sevgiyle, neşeyle, kahkaha ile doldurmalıyız hem de patlayıncaya kadar. Ruhsal diyetisyeniniz olarak şimdi size ruh beslenme listenizi veriyorum J
Sabah: Gülerek, neşeyle uyanma. Günü kutlama, Tanıdığınız, tanımadığınız herkese sevgi dolu Günaydın dileme
Ara: Sevginizi gösterme ve dillendirme, neşe ve kahkaha.
Öğlen: Kendinize ve başkalarına sevgi dolu iltifatlar
Ara: Mis gibi bir kahve yanında sevgiyle bir sohbet
Akşam: Günün sevgiyle ve neşeyle bitişini kutlama ve akşama sıcak bir merhaba. Aile ya da dostlarla sıcak paylaşımlar
Yatmadan Önce: Kendinize ve herkese yarattığınız mucizeden ve diyetinize sağdık kalmanızdan dolayı kocaman sevgi dolu teşekkür.
Tabi ki tanrımıza size bu mucizeyi yaratıp, yaşamanıza destek olduğu için şükretme. Onu sevdiğinizi belirtme ve yarından ne istiyorsanız kendisinden sevgiyle isteme. İnanın olacak.
YASAKLAR: Öfke, hırs, acıma, acınma, ben egosu, şikâyet!
NOT: Bol kahkaha bir kilo pirzolaya, Bol sevgi bir kilo baklavaya, mutluluk yemekten hoşlandığınız şeylerin tümüne eşittir. 
Nasıl sevdiniz mi diyet listenizi? Evet, biliyorum Can Kuşlarım yeme diyetlerinden daha zor bir diyet. Ama size söz alışacaksınız. Hani diyetisyenin verdiği diyet listesine ilk başta nasıl adaptasyon sorunu yaşıyorsunuz ama sonra alışıyorsunuz ve yaptıkça verdiğiniz kilolardan mutluluk duyuyorsunuz, daha çok yapasınız geliyor, işte bu da aynı olacak. Gelin şimdi de ruhumuza ağırlık yapan kiloları atalım. Attıkça hafifleyeceğiz ve altta ki özümüzü çıkartıp yani sevgi, şefkat, neşe, kahkaha kısaca hayatın özüne ulaşacağız. Garantilidir J
Ruhsal diyetisyeniniz sizi çok ama seviyor can Kuşlarım J Lütfen deneyin ve yorumlarınızı yazın. Bedenimize bu kadar önem verirken gelin biraz da kirlettiğimiz ruhumuzu temizleyelim ve ışıkla dolduralım. Yalnız değilsiniz ve seviliyorsunuz Hatırlayın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı