Sevgili Can kuşlarım sizi çok ama çok seviyorum ama sanmıyorum ya da zannetmiyorum gerçekten ama gerçekten sizi sevdiğime eminim. Çünkü ben Hakka aşığım sizleri nasıl olur da sevmem.
Ama üzgünüm yaşadığımız dünya sanma ve zannetme eyleminin işgali altında. Hiçbir şeyden emin olamıyoruz ya da hiç bir şeyi gerçekten bilemiyoruz, emin değiliz ya da son kararda değiliz. Biz sanmakta ve zannetmekteyiz. Bir düşünsenize ne kadar da zihnimize ve söylemlerimize yerleşmiş durumdalar. Kemikleşmiş durumdalar hatta ve hatta. Ama bu çok doğal. İlizyon ilizyon dediğim işte tam da budur. Biz gerçeklikte yaşamıyoruz Can Kuşlarım. Hep sanıyoruz, zannediyoruz, mış, muş gibi. Sevgilimizin bizi sevdiğini, çok iyi ya da kötü insan olduğumuzu, başarılı ya da başarısız, güzel ya da çirkin, zengin ya da fakir, sıradan ya da çok özel, farklı, çok sevdiğimizi ya da hiç sevilmediğimizi ya da yalnız olduğumuzu, fedakâr ya da umursamaz, cömert ya da cimri, bencil ya da paylaşımcı olduğumuzu sanıyoruz Can Kuşlarım. Sanıyoruz sonra bir de bunlara inanıyoruz, gerçekte belki de sadece zannettiğimiz şeyleri elbise gibi üzerimize giyiyoruz, zihnimize kazıyoruz sonra duygumuz haline getiriyoruz ve hissediyoruz. Hissettiğimiz duyguyu benimsiyoruz ve gerektirdiği eylemleri gerçekleştiriyoruz. Bu bir ilizyon, yanılsama. Halit’e dediğim gibi sandığımız, zannettiğimiz duygularımız, düşüncelerimiz ve eylemlerimizle birer hayal dünyası yaratıyoruz ve bir güzel orada oyunlar oynuyoruz. Oyun işte, tiyatro sahnesi gibi, bir filmin karesi gibi. Maskelerimiz ve kostümlerimizle rol yapıyoruz mışız gibi. Adalet mi bu Can Kuşlarım? Neden kendimize, özümüze ihanet ediyoruz. Ne çok maskelerimiz var bir bilebilseniz benim gibi günlerce süren sarsıntılar geçirirdiniz. Gerçeklik başka bir boyuttur. Bu boyutta maskelere ve kostümlere gerek yoktur. Bütün çıplaklığınızla sadece ve sadece siz varsınızdır. Gerçek duygularınız, düşünceleriniz, davranışlarınız vardır. Bilmek çok farklı bir duygudur. Hani sınavda bazı soruları yaparsınız ve eminsinizdir doğruluğuna çünkü bilirsiniz ve güvendesinizdir. Onun gibi J
Ben zaten oradayım demeyin, demeyin Can Kuşlarım çünkü değilsiniz. Gerçekliğe gelen kişi hiç sanmaz ve hiç zannetmez. Sadece bilir ve emindir. Bu kişi bütün maskelerini, elbiselerini çoktan bırakabilmiş kişidir. Bu bir mertebedir. Tamamen gerçeklikte olamayız belki ama en azından bizi hayatta zorlayan, canımızı sıkan, mutsuz eden alanlarda kendimizle yüzleşip, değişip, dönüşüp maskelerimizi ve elbiselerimizi çıkartabiliriz. Böylece hayatımız biraz kolaylaşır.
Önce Hakkın kulları olduğumuz sanımızı bırakmalıyız. Kulluk bizi dibe çekmekte. Bizler Hakkın yarattığı varlıklarız. Allah aşkına çocuklarımız bizim kullarımız mı ya da biz anne ve babalarımızın kulları mıyız? Bu zannettiğimiz, bize dayatılan inancı bırakmalıyız. Hak bizim içimiz de. Kul olarak içinizdeki Hakkı hissedemezsiniz ve sevinç gözyaşları dökemezsiniz. Sizler kul olsanız nasıl kendi kurduğunuz hayal dünyasında istediğiniz gibi at koşturabilirsiniz? Hangi kulun özgür iradesi olmuş acaba? Kulluk karanlık tarafın dayatması. Işıkta dayatma yok. Neysen osun. Karanlığınızı bırakmazsanız kulluğa devam edeceksiniz ya da öyle olduğunuzu sanacak ve özünüze ihanet edeceksiniz. Hak size özgür irade vermiş ve OKU emri vermiş. Neden? Kul olsanız okumanız için sizi teşvik eder miydi hiç ya da akıl, mantık verir miydi? Gelişin ister miydi? Ah ah, Allah’ımız o kadar büyük, yüce ve ulu ki bizi sadece ve sadece sever. Bizleri cezalandıracağını sanmayın sakın. Yanlışa düşersiniz. Cezalandırıcılar biziz. Hatırlayın neyi hakettiğinizi sanıyorsanız onu yaşarsınız.
Sonra kendi gerçekliğinizle yüzleşin lütfen yavaş yavaş. Ama bu sizin yolunuz hızlı ya da yavaş, hep ya da hiç tamamen sizin özgür iradenize kalmış Canlarım.
Can Kuşlarım sizi sanıların ve zanların dünyasından gerçekler dünyasına davet ediyorum. Gelir misin? Korkmayın gerçeklikte yaşayan ışık ailesi sizi karşılayacak ve elinizi tutacak.
Maske ve kostümlerinizle tiyatro sahnesinde oyun oynamayı da seçseniz bütün çıplaklığınızla gerçekliğe gelmeyi de seçseniz sizi çok ama seviyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder