Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

23 Aralık 2011 Cuma

Güneş Parlamakta, Sadece Gülümseyin :)

Güneş Parlamakta, Sadece Gülümseyin J
Can Kuşlarım sizden çok sevdiğim Sevgili Bob Marley gibi  sadece ve sadece hayata küçük bir gülümse istiyorum. Yapabilirsiniz bunu biliyorum! Gelin bütün şikâyetleri bırakalım. Bir günlüğüne bizi mutsuz eden bütün duygularımızı durduralım, donduralım mı? Onlar yokken bir bakalım nasılız? Hatta ve hatta bakmayalım sadece görelim ve hissedelim. İçimizdeki yükselen güneşi görelim. Sıcaklığınla buzlaşmış kalbimizi ısıtalım, enerjisiyle neşelenelim, tazelenelim, tıpkı ay çiçekleri gibi. İnanın hayat hiçbir şeyi ciddiye almayacak kadar basit. Hani bazen çocuklar oynadıkları oyunlarda yenilirler ve mızıkçılık yaparlar ya da yenilgiyi kabul edemezler ve biz de onlara bakıp gülümseriz. Oyun oyundur işte değil mi? İşte hayat ta öyle Can Kuşlarım. Sadece bir oyun. Biz ciddiye aldığımız için mutsuz oluyoruz. Oysa o kadar basit ki. Hayat sadece bir nefes alıp vermekten ibaret. Başka da bir şey değil. İşte biz de bu basit hayat oyununda fişleri çekelim ve sadece içimizdeki biz olalım, bütün dış etkenleri ve bize hissettirdikleri, bize nefes aldırmayan duyguları donduralım, kalbimizin buzlarını eritelim, içimizdeki o neşeli çocuğu çıkartalım. Ben bazen yaparım, işte bugün o bazenlerden biri. O zamanlarda kendimi daha güçlü hissederim. Gülen, endişe etmeyen, acelesini bırakan insanlar hep gülerler. Zamanı durdurdum. Acelem yok. Her şey yolunda ve olması gerektiği gibi. Destekleniyorum ve seviliyorum. Ben de gülümsüyorum, hem yüzümde hem de kalbimde sıcacık bir tebessüm var şu an. Siz de yaşamak istemez misiniz? Yorulmadınız mı sürekli bir şeylere, yerlere yetişmekten ya da yaşamanızı engelleyen endişelerinizden? Allah aşkına nereye yetişiyoruz Can Kuşlarım? Nereye koşuyoruz? Bazen durmak gerekir, soluklanmak, dinlenmek gerekir hem ruhen hem bedenen. En son ne zaman fişleri çektiniz?
Buradan size gerçeği şimdi tebliğ ediyorum hayat çok basittir. Zorlaştıran bizleriz. Zorlaştırdıkça kölesi oluyoruz yaşamın, parçası olmamız gerekirken. Bizler evrenin, dünyanın ve yaşamın parçasıyız. Parçamıza ihanet ediyoruz, onu kalıplara sokuyoruz sonra da şikâyet ediyoruz. Gülümsemeyi unutuyoruz. En son ne zaman aynadaki kendinize gülümsediniz Canlarım? Aynada gördüğünüz kendiniz, o basit hayatın bir parçası. Ayrıştırmayın kendinizi. Zaman bütünleşme, yavaşlama, durma, görme ve hissetme zamanı. Hissetin Can Kuşlarım yalnız değilsiniz. Sizler bütünün bir parçasısınız. Parçalarınız sizi destekliyor. Bu parçaların içinde melekler, ilahi ulu varlıklar ( sizler de öylesiniz)  ve tabi ki Hakkın ta kendisi var.
Bugün sadece yaşamı, nefes alış verişimizi hissederek, gülerek hatta ve hatta kahkahalar atarak geçirelim mi? Acelemiz yok hatırlayın. Tadına vara vara, yavaş yavaş, kasten yapalım bunu. Nefes alıyoruz Can Kuşlarım, öyle ise her şey yolundadır. VE DE ÖYLEDİR!  Korkmayın biz durunca dünya durmayacak daha da hızlı dönecek ve size sevgi verecek. Dünyayı sırtınızda taşımayı bırakın. O kocaman bir çocuk başının çaresine bakabilir J   Çok yorgunuz, bitkiniz hatta ve hatta tükenmiş durumdayız. Ne için, kim için? Ben sadece kendim için bugün yavaştan alıyorum ve çok mutluyum. Enerjimi toplamakla meşgulüm. Ne zaman istersem o zaman bu ilizyon ( uyduruk) dünyaya girer, acele ederim ama istersem. Zamanı durdurmak ya da yavaşlatmak bizim elimizde inanın. Çok huzurluyum çok ve şu anda en çok sizlerle bir arada olup bu mutluluğu, huzuru, sevinci paylaşmak isterdim. Sizler de ister miydiniz? Sizleri çok ama çok iyi anlıyorum şu anki yaşadığımız hayat çok acımasız, yorucu, tüketici. Ama bizler her şeye rağmen yine de gülümsemeyi hep hatırlayalım. Çok mu oldu bu isteğim? Sizi çok ama seviyorum; sakin, telaşsız, endişesiz halimi sevdiğim gibi.
Bob Marley ‘nin de dediği gibi;

 http://fizy.com/#s/1015ae ( lütfen ayrı bir sekmede açınız )



Gimme gimme, gimme just a little smile, that's all I ask of you.
Gimme gimme, gimme just a little smile, we got a message for you.
Sunshine, sunshine reggae, don't worry, don't hurry, take it easy!
Sunshine, sunshine reggae, let the good vibes get a lot stronger!

Gimme gimme, gimme just a little smile, that's all I ask of you -
is that too much?

3 yorum:

  1. bugünki karamsar ruh halime hayatın oyunun içindeki çırpınışlarıma seslenmişsiniz resmen şaşırdım deli bir iletişim telapati var sanki aramızda en azından bu yazınız böyle olmuş beni teselli etmek için yazmışsınız sanki :)))mesaj alınmıştrı derhal bu hayatın karanlık oyunlarından beni boğan bu duygularımdan sıyrılıyorum bu yaşadığım olaya kabul veriyorum herşey yolunda ve olması gerektiği gibi Destekleniyorum ve seviliyorum.ve diyorumki tanrım beni yavaşlat sizi seviyorummmm:)))

    YanıtlaSil
  2. Can Kuşum, daha iyi olduğuna gönülden sevindim. Hatırla, nefes alıyorsak her zaman bir çöüzm vardır.Tanrıdan seni yavaşlatmasını istemişsin harika :) yumuşatmasını ve göremediklerini de görmek için yardım iste. Her karanlığın sonu ışıktır eğer istersek. Seni çok ama çok seviyorum ve şimdi sana huzur ve dinginlik aktarıyorum, lütfen derin bir nefesle içindeki sevgiyi hissederek kabul et. Yalnız değilsin evet, ben varım hep te olacağım...

    YanıtlaSil
  3. Özlem'cim ayrıca hatırla lütfen ben senin iç sesinim :) Tabiki seni hissedeceğim...

    YanıtlaSil

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı