Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

24 Mayıs 2011 Salı

Özde değil, Sözde sevgilim

Özde değil ama sözde sevgilim,
Seninle çekilmiş bir fotoğrafımız yok!
Sen benim,
Gözyaşlarımın, özlemlerimin 
Kara prensisin! 
Seninle beyaz sayfamız hiç yok! 
Her seferinde açtığım o beyaz sayfayı kararttın; 
Beni üzerek, ağlatarak.
Öğrettin bana; 
Birini severken nasıl yalnız olunduğunu. 
Geceler boyu boş, sıcaklığından uzak yatağımda, 
Usul usul ama içli içli ağlamayı öğrettin bana. 
Birlikteyken ayrı olmayı, 
Ayrıyken kavuşamamayı öğrettin bana. 
Biz seninle hiç kavuşamadık. 
Dedim ya, sen benim sözde sevgilimdin! 
Özde hiç olmadın, olamadın. 
Bunun için ne kendine, ne bana izin verdin. 
Sadece yalancı sevmeler, yalancı sözler verdin. 
Sıkılınca oynamıyorum dedin. 
Kaçtın, yok saydın beni, sevgimi.
Öz olamadık. 
Hiç bilmedin öz sevgiyi, 
Sensiz eksiktim,
Tamlamanı bekledim. 
Ama sen canın istedi geldin, 
Canın istedi sevdin beni!
Hiç pişmanlıkların var mı sevgilim? 
Hiç nefes alamadığın oluyor mu? 
Kendini hiç boşlukta hissediyor musun? 
Elin telefona gidiyor mu? 
Kapıma gelmek istedin mi?
Belki geldin gizli gizli?
Bugün değilse bile yarın olacak. 
Hayatında yokum!
Bir sis bulutusun, 
Berraktın oysa sevgilim!
Şimdi daha iyi anlayacaksın; 
Özleyeceksin!
Yüzümü hatırlayacak mısın?
Emin değilim! 
Çünkü sen ne alıcı gözle baktın 
Ne can kulağı ile dinledin.
Dedim ya resmimiz bile yok!
Ama hatırlayacaksın; 
Sana yaşattığım, değerini bilmediğin sevgimi. 
Sen yaramaz, şımarık bir erkek çocuğuydun sevgilim. 
Sana olan şefkatimi, anlayışımı arayacaksın.  
Pusulanı kaybettin sevgilim. 
Artık bir rotan, dönecek limanın yok. 
Gemin batmak üzere,
Dengeni kaybettin. 
Ben senin bu hayattaki dengen, 
Sevgi kapındım sevgilim!
Seni bırakıp gitmezdim, hep severdim, 
Kollarımı açar, her seferinde affederdim. 
Yoruldum sevgilim! 
Medcezirlerin bitkin düşürdü beni.
Sözde olan sevgimiz yarı yolda kaldı, lastik patladı, su kaynattı. 
Her seferinde tamir ettim
Ederdim yine;
Keşke sevseydin beni. 
İçimdeki ses; 
Artık bu sevgi hurda oldu dedi.  
Gözyaşlarımla veda ettim sana olan sevgime. 
Bütün özlerimi senden geri alıyorum, 
Onlar benim en kıymetlim. 
Çok sevdiğim; sana bile bırakamam. 
Artık ağlamıyorum, 
Ağlasam ne fark eder eskiye mi döner her şey? 
Sana olan ölümsüz sevgimi görürsün diye bekledim, 
Kördün sevgilim.
Gidiyorum...
Sonradan koyacak ayrılık acısı. 
Hasret acısı rotan olacak.
Hoşça kal özde değil sözde sevgilim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı