Karşılaştık;
'Ne var ne yok?' diye sordun.
Bende;
Sevgi, aşk, mutluluk, huzur ve dinginlik vardı.
Sende ise;
Sevgisizlik, mutsuzluk, fırtına, gelgitler ve kaos.
Peki dedim görüşmeyelim!
Baktın bana umutsuzca, kabullendin.
Çünkü ne sende benim sevgimi, huzurumu,
Dinginliğimi kaldıracak güç vardı,
Ne bende sendeki o çok iyi tanıdığım,
Henüz yakamı kurtardığım sevgisizliği,
fırtınayı, gelgitleri ve kaosu.
Aynı havayı teneffüs ederken,
Ayrı dünyalardaydık.
Dünyaya bakış açımız farklıydı;
Bende bardak dolu, sende boştu.
Aynı dünyada var olma şeklimiz,
Onu algılayışımız farklıydı!
Ben özgürce uçan kuştum
Sense mahkûm, sevgiye muhtaç,
İçindeki cevheri göremeyen,
Yaralı bir kuştun.
Ben kartaldım,
Sen kanadı acımasızca kırılmış,
Minik bir serçeydin.
Kartallar yüksek uçardı,
Serçeler kafeslere koyulurdu.
Neden serçe olmayı seçmiştin?
Bana sadece küçük bir alanda nefes alma tercihini kabullenmek kalmıştı.
Neden benimle gelmek istemeyip,
Küçücük, acı dolu dünyanda kalmak istemiştin?
Kabullenmek daha kolaydı belki de.
Anlıyorum seni!
Yaralarını saracak,
Uçmaya niyet edecek,
Başına gelenleri kabullenecek,
Yüreğin yoktu.
Cesaretle yürüseydin yolunda,
'Ne var ne yok?' diye sordun.
Bende;
Sevgi, aşk, mutluluk, huzur ve dinginlik vardı.
Sende ise;
Sevgisizlik, mutsuzluk, fırtına, gelgitler ve kaos.
Peki dedim görüşmeyelim!
Baktın bana umutsuzca, kabullendin.
Çünkü ne sende benim sevgimi, huzurumu,
Dinginliğimi kaldıracak güç vardı,
Ne bende sendeki o çok iyi tanıdığım,
Henüz yakamı kurtardığım sevgisizliği,
fırtınayı, gelgitleri ve kaosu.
Aynı havayı teneffüs ederken,
Ayrı dünyalardaydık.
Dünyaya bakış açımız farklıydı;
Bende bardak dolu, sende boştu.
Aynı dünyada var olma şeklimiz,
Onu algılayışımız farklıydı!
Ben özgürce uçan kuştum
Sense mahkûm, sevgiye muhtaç,
İçindeki cevheri göremeyen,
Yaralı bir kuştun.
Ben kartaldım,
Sen kanadı acımasızca kırılmış,
Minik bir serçeydin.
Kartallar yüksek uçardı,
Serçeler kafeslere koyulurdu.
Neden serçe olmayı seçmiştin?
Bana sadece küçük bir alanda nefes alma tercihini kabullenmek kalmıştı.
Neden benimle gelmek istemeyip,
Küçücük, acı dolu dünyanda kalmak istemiştin?
Kabullenmek daha kolaydı belki de.
Anlıyorum seni!
Yaralarını saracak,
Uçmaya niyet edecek,
Başına gelenleri kabullenecek,
Yüreğin yoktu.
Cesaretle yürüseydin yolunda,
Benimle gelebilirdin!
Kartal olurdun.
Özgürce, istediğimiz gibi süzülürdük göklerde.
Bayrağımızı sallandırırdık
Seninle benim, BİZİM gökyüzümüzde.
Ama biz olamadık!
Sana elimi uzattım, sonsuz sevgi sundum, heyecanla,
Umut ettim; elimi tutarsın,
Önce kendini sonra beni ve dünyayı seversin,
Benimle gelirsin diye.
Umursamadın!
Kilitlediğin sevgi kapını açmaya korktun.
Yorgundun, halin yoktu.
Bense içimdeki sonsuz saf ve gerçek sevgiyi,
Seninle paylaşma isteği ile canlıydım
Yapamadım;
Seni sevgiye, çekemedim.
Seninle dipsiz kuyulara girmeye hiç niyetim yoktu.
'Geliyor musun?' diye sordum son kez.
Cevap vermedin.
O zaman peki dedim;
O zaman peki dedim;
GÖRÜŞMEYELİM!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder