Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Senden önce senden sonra





Senden önce senden sonra...
Akşam oldu. Yine sen yoksun. Saat dokuz olmuş ben seni düşünüp mutlu olmakla meşgulken.
Senli dünyama dalalı çok olmuş. Kalktım; küçük bir şişe şarap açtım kendime. Raftan iki boş kadehi aldım, senin için akan kanımın rengi gibi kırmızı şarapla doldurdum. Sonra anladım olmasan da yanımda, sevmesen de beni hala seninleydim. İkisini de aldım. Balkona çıktım. Hem ağladım, hem güldüm, hem de içtim.
Düşündüm kendimi, hayat yolculuğumu, yoluma çıkanları, çıkmayanları.
Hayatım üç bölümdü. Senden önce, seninle ve senden sonra...
Senden önce ben var mıydım acaba? Yolunu kaybetmiş, sevmeyi bilmeyen, yarı mutlu, yarı mutsuz sanki kanadı kırılmış bir kuştum. Öylece yaşıyordum. Yalancı aşklar, yalancı ilişkiler, yalancı sevişmeler ve yalancı mutluluklar. Gençtim, güzeldim. Sanki hayat benimdi. Kandırık mutluydum sana kadar. Sonra sen geldin. Gerçekten hoş geldin. Seni ilk gördüğüm an âşık oldum. Çakmak çakmak bakan gözlerin bana aşk kapısını açtı.
O gece uyuyamadım heyecandan. Böyle hiç heyecanlanmamıştım ben. Seni bir daha görecek miydim, karşılaşabilecek miydik acaba?
Karşılaştık. Sen uzaktan geliyordun, fark ettim seni kalabalıkta. Kalbim yerinden çıkıp seninkine koşmak istiyordu. O yol sanki bitmek bilmedi. Konuştuk ikimizde mutlu ve heyecanlıydık. İçimden bir yandan sabırsızca numaramı istemeni bekliyordum. Ama yok istemedin. Yıkılmıştım sanki. Öylece ayrıldık alelade arkadaşlar gibi. Oysa sen benim aşkımdın bilmesen de.
Uzun zaman görmedim seni bir daha. Bekledim, bekledim, bekledim. Tam ümidimi kesip yalancı dünyama hazırlanırken GÖRÜŞELİM Mİ? Notunla birden eski yalancı hayatımı bekleme moduna aldım. Nerden bulmuştun evimi de posta kutuma koymuştun o hayatımın notunu? Önemli değildi... Heyecandan ölmek üzereydim. Defalarca elbise değiştirdim, saçımı yaptım. Geldin, önce koşarak sonra yavaş merdivenlerden indim. Sözde sana göstermeyecektim heyecanımı. Arabaya bindim ve o pırıl pırıl aşkla parlayan gözlerimiz, sonra da ellerimiz buluştu ta ki sen gidinceye kadar. Sen beni sevdin ben de seni. Ben o ilk günkü heyecanımı hiç kaybetmedim. Hep yaşadım içimde ve seninle. Her günümüz birdi. Planlar hiç yapmadık sadece aşkımızı ve hayatımızı paylaştık. Her gün muhteşemdi. Gülerdik seninle biz. Eğlenirdik, dans ederdik, sabahlara kadar sevişirdik. O sevişme aralarındaki sohbetleri severdim ben. Orada biz olurduk ve yalın olurduk. Çıplaklığımız sadece bedensel değil ruhen de olurdu. Kıkır kıkır gülerdik, içerdik, ateşli tartışmalarımız olurdu. Orada sen sendin ben de ben. Sonra anlayacaktım 'biz' olamadığımızı...
Dedim ya hiç plan yapmadık. Özellikle her birlikte olduğu erkekle evlilik planları kuran ben sende rota belirlememiştim. Gerek yoktu sanki. Sen hep benimle olacaktın. Zaten hep birlikteydik. Ben aşk sarhoşuyken mutluluk rehavetindeyken sen gittin. Bende kalmayı değil de benden gitmeyi tercih ettin. O gittiğin gece kalakaldım arkandan, tek kelime bile edemedim. Sessizce vedalaştık. Neden diyemedim hatta neden yalvarmadım sana gitme kal diye? Yalancı aşklarını bırakmamak için her türlü yolu deneyen, ne yapıp edip geri döndüren ve sonrada böbürlenen ben sende tutulmuştum.
Zaten gidişinde, beni benle bıraktığın gecede kalacaktım. Kaldım da, hala da oradayım. Seninle olan hayatımda gerçekten âşık, mutlu, heyecanlı ve umutlu bir sevgiliydim. Senden sonra ise gerçekten âşık ama mutsuz, heyecanını ve umudunu kaybetmiş bir kadınım. Evet, sadece kadınım işte; hala sensiz seni yaşayan, yaşatmaya çalışan öylesine bir kadınım. Gerçeğini tatmışken ve bilirken artık yalancı aşklarıma, dünyama da dönemem. Senden sonra yıkılmadım ama hasar gördüm depremden sonraki güçlü bir bina misali. Bu arızalı, hayatı bozulmuş kadını tamir edebilecek bir yürek çıkar mı karşıma bilemiyorum, zaten de beklemiyorum.
Ben bekleme hakkımı sende kullandım sevgilim. Bekleyecek hiç halim yok, yorgunum. Ben şu an içimdeki senle mutluyum sanki. Zaman ne sürprizler yapacak, yaşayıp öylece ve göreceğim.
Sensiz seninle konuşurken bir şişeyi bitirdik bak sevgilim. İçimdeki özlem fırtınasına eşlik edercesine rüzgâr çıktı, içimdeki sana olan yangınımı söndürmecesine hava soğudu.
Artık içeri girme vakti rüyalarımda buluşma vakti, görsel şölende ve hayal dünyamda buluşmak üzere.
Hoşça kal.

1 yorum:

  1. Sen de bu sevgi dolu yürek varken yeni kapılar her daim açılır...

    YanıtlaSil

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı