Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

29 Ocak 2012 Pazar

Anneciğim Beni Lütfen Olduğum Gibi Kabul Eder misin?

Allahım ya bu annem beni neden anlamıyor acaba? Kadın benim normal bir kadın, anne olmamı bekliyor hem de hala. Kabul edemedi bu halimi. Oysa ben bildim bileli ev işlerinde arkamı annem toplar benim. Eskiden daha çok para kazandığım dönemlerde de kadınlar toplardı. Ne yani bu şimdi beni kötü mü yapar, sürüye uymadığım, ev kadını olmadığım, çocuğumda çocuğum demediğim için ben anlayamadım. Hayır, bence yapmaz, ben gayet iyi bir kadınım J Sadece ne istediğimi ve istemediğimi çok net biliyorum. Kardeşim ben ev kadını değilim, hiçbir zaman olamadım. Yuva ille de ev temizleyerek, pasta kek pişirerek yapılmaz. Kadınlık bunlardan ibaret değildir. Ya benim bir amacım var şu sevilesi dünyada. Ben sevgi perisiyim Allahım Yarabbim ya J Şimdi bu konuya nerden geldim değil mi? Şöyle oturmuş Pazar günün sessizliğini sakinliğini bangır bangır çalan müzikle bozmuş yazarken annem gelip gayet eleştirel bir vaziyette halimin ne olacağını sorduğunda geldim. Kadın bana ütü yap diyor ya. Bendeki soru niteliğindeki cevaba kendim bile gülsem de neyse odur ve doğrudur. Gerçekten ütü benim işim mi Can Kuşlarım ya? Hayır, yine de yapmam dememişim, ama yok ille de annemin dediği an olacak. Yok, böyle bir dünya. Madem yapacağım bu mereti, canım istediğimde yapayım da bari zevk alayım. Yok olmaz. Neyse kalktım, çekinirim ben annemden J desem de inanmayın ama çok severim, kıyamam ben ona. Zaten ütüye başlamış, yarılamış, ama olmaz muhakkak benim de bir el atmam lazım. Ne de olsa aylar olmuş ütüyle takılmayalı J Tabi ama önce hazırlık lazım, net book ütü odasına geldi, müzik bangır bangır açıldı. Açılış yapıldı. Yaklaşık yarım saatte dans ederek ütü bitti zaten neredeyse bitmişti. Olsun ben de el attım annem rahatladı. Kızı cici kız oldu J Ama ben nedense ütü yaptığım çok değerli dakikalar boyunca aynı şarkıyı dinledim, sanki anneme bir şey anlatmak istercesine. Bu kadın beni anlamıyor ya. Ben yazarım of ütü yapmam J
Ama yine de iyi ki annem var Can Kuşlarım ve onu çok ama çok seviyorum. O da benim anne perim. Benim hayatımı kolaylaştırıyor,  beni seviyor, kolluyor hala. Bazen anne ben otuz beş yaşındayım serzenişlerime kulaklarını tıkıyor hemen, algılamıyor hiç. Olsun, zaten de öyle olsun, dışarıda yetişkinim ben annemin kollarında da varsın olsun korunmaya kollanmaya muhtaç bir kız çocuğu olayım. Ben memnunum. Ne zararı var. Hiç yok. Bir de beni olduğum gibi kabul etse, bal kaymak J Mesela ben annem gibi bir anne değilim. Benim çocuğum bir birey. Tabi ki çok seviyorum, koruyorum ve kolluyorum. Ama ben o benden bağımsız olsun isterim. Benim otuzlu yaşlarda hissetmek için çabaladığım özgürlüğü, bağımsızlığı o doğal akışta edinsin istiyorum ve öyle davranıyorum. E tabi ki bu annem de dâhil çoğu insanın gözünde ilgisizlik, umursamazlık olarak nitelendiriliyor. Varsın öyle olsun ama benim çocuğum özgür olsun kendi kararlarını kendi alsın ve mutlu olsun eğer isterse tabi. Annem ah annem benim ya valla ben seni çok seviyorum kuşum. Sen benim meleğimsin ama bazen temizlik canavarı olabiliyorsun J Kesinlikle içinde pisliğe savaş açan bir savaşçı var. Kabul ver gitsin be meleğim. Temizliyorsun da ne oluyor yine kirleniyor. Yazık sana kıyamıyorum. Her gün her gün mikroplara da yazık ama.  Onlara da yaşama hakkı ver, bu kadar acımasız olma lütfen J Bak yoksa bir gün seni ham yapacaklar Zeyna anneciğim benim.
Şimdi Meleğim, ben benim ve sevgi perisiyim, benim işim yazmaktır. Öyle ev işiyle, ütüyle benim işim olmaz. Bak mesela Güneş ile ilgili yapsın istediğim çok şey vardı bu yaşları için. Hangisini yapıyor anneciğim? Cevap veriyorum hiçbiri J Ne isterse onu yapıyor değil mi?
O bağımsız bir çocuk. Benim gibi. Anneciğim senin de çocuğun bağımsız J
Ben benim ve Sevgi Perisiyim ev işlerine ve ütüye sevgiyle kabul veriyorum, derin nefes J
http://fizy.com/#s/1aidxl ( lütfen yeni sekmede açın ) Bu şarkı ütü yaparken dinlediğim şarkıdır :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı