Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

29 Ocak 2012 Pazar

Can Kuşumla Kucaklaşma :)

Dün akşam çok güzeldi benim dünyamda peki sizin Can Kuşlarım? Benim dünyamda fiziksel bir tanışma gerçekleşti. Yazar olarak ilk ilkimi yaşadım ve çok değerli Can Kuşlarımdan biriyle tanıştım. Zaten çoktan benim dünyama gelmiş olan Can Kuşumla fiziksel olarak da tanıştık, kucaklaştık. Sanki hep tanışıyorduk. Bizi görenler ilk defa tanıştığımızı anlayamazlardı. Hepiniz benim için aynen öylesiniz. Ben sizin içsesinizim öyle ise ben sizim siz de ben J Uzaktan sevdiğim Can Kuşumu yakından da çok sevdim. Çok tatlı, yaşam dolu, cıvıl cıvıl, ateş gibi kalbi sıcak, kendi sıcak, samimi, içten ve tabi ki sevgisinde yalın ve net.
Saatlerce onu dinleyebilirdim. O anlatsın ben hep dinlerim. Nasıl da güzel, eğlenceli anlatıyordu. Onun sayesinde ben de bir şeyi fark ettim, dünyadan, yaşamdan kopmuşum. Girdiğim bu yolda bunu yapmam gerekli miydi bilemiyorum ama ben bunu seçtim. Dünyasal, çok güzel bir bayan. Dünyasal ama içinde ruhsallığını da unutmamış. İçinden dışına sevgi ve neşe fışkıran bir varlık aynı zamanda ruhtur ve bunun farkındadır. Onunla biliyorum ki, gerçekte de çok iyi arkadaş olacağız. Keza ben hepinizle çok iyi arkadaşım. Sizi onaylamasam da anlarım, desteklerim ve çok severim. Dinlerim, Can Kuşumu dün akşam dinlediğim gibi. Ama hepinizin de onun gibi mutlu olmanısnı isterim. Elbette hayatında kaosları var hem de ciddi kaoslar ama bakış açısı oradan çıkmaya odaklı, orada kalıp devinmek değil. Bu süper, çok sevindim, zaten ben hep yanında olacağım, fener olacağım, size olduğum ve olacağım gibi. Bu yaşam dolu sanatçı güzel, alımlı Can Kuşum bana çok güzel bir hediye getirmiş. Kendi eliyle bana çok güzel bir resim yapmış. Ben hem çok şaşırdım hem de çok sevindim. Resim beni o kadar anlatıyor ki, yansıtıyor ki, kendimi bu kadar net anlatabildiğime ve onun algılamasına çok ama çok sevindim. Bu hediyenin değeri çok büyük ve anlamlı. Bu benim yazarlık kariyerimde aldığım ilk hediye. Henüz tam kurumamış, yağlı boya olduğu için. Onu salondaki vitrinin üzerine koydum, kahvemi aldım, resmime bakarak size bu yazıyı yazıyorum.Aldığım zevkin tarifi yok, anlatılamaz, eksik kalır.
Zamanla sizlerle de tanışacağız ve o zaman sizlere yakından sevgimi yansıtacağım. İster misiniz? Ben çok ama çok istiyorum. Size sarılarak yalnız olmadığınızı hissettirmek için can atıyorum. Eminim sizlerden öğreneceğim çok şey var, ressam Can Kuşumdan öğrendiğim gibi. Bu ressam Can Kuşum sevilesi bir dişi. Onu dinlerken, davranışlarını gözlemlerken aslında bu iki senede dişiliğimi nasılda örttüğümü, bastırdığımı fark ettim. Zaten yapı olarak hep bir ağır, olgun bir tavrım vardı, görüntümün tersine J Değiştikçe, dönüştükçe gerçekten de olgunlaştım ve ağırlaştım. Kendi yaşıtlarımla takılmayı unuttum. Ama onunla birden yaşımı, gençliğimi ve kadınlığımın farkına vardım. Onun gibi hiçbir zaman olamam, bu ruh yapısıdır. Durgunumdur ama çok eğlenceli olabilirim istersem. Bazen güldüğümüzde  Güneş’ e de ben aslında çok komiğim senin beni keşfetmen gerekiyor diyorum. Şimdi bunun yanlış olduğunu Can Kuşum fark ettirdi bana. Keşfedilmeyi beklemeyeceğim, bir zahmet yansıtacağım, sevgimi, anlayışımı yansıttığım gibi J Siz de beklemeyin Can Kuşlarım, hiç bir şeyi beklemeye bırakmayın. Gülün, güldürün, eğlenin, coşun, coşturun. Sevin, sevilin, sevişin, hayatın güzel duygularına şöyle sağdan sıraya geçin demeyin aksine hepsine bekleme yapmayın deyin lütfen J Beklemeyin gidin alın, bekletmeyin, izin verin gelsin size koşa koşa. Yaşayın, ressam Can Kuşum gibi. Yaşamaya geldik bu sevilesi dünyaya hatırlayın! Acıları da yeterince yaşadığımıza göre, sağda sıraya soktuğumuz, beklettiğimiz güzel duyguları, anları yaşama zamanı.
Hiçbir zaman size ahkâm kesmedim. Haddime değil. Benim sizden farkım yok bütünde. Sadece ben sizden önce uyandım, fark ettim ama bu da tam oldum anlamına gelmez. Bakın sizlerden bile bir şeyler görüp hala dönüşüyorum. Bu durumda hepimiz bir birimize hizmetteyiz. Gelin Can Kuşlarım benim sevgi dünyama, birlikte değişip dönüşelim. Ben sadece kendi yaşadıklarımı anlatıyorum. Hiç biri kitap cümlesi değildir. Ben sizin içinizden biriyim. Hep şunu hissettim, ben yapabiliyorsam siz de yapabilirsiniz. Aramızdaki fark ben öncüyüm, bir nevi liderim. Yaşıyorum, fark ediyorum, değişiyorum, dönüşüyorum, neticesine bakıyorum ve size aktarıyorum. Öğreniyorum size de aktarıyorum ama hepsini bizzat yaşıyorum, oradan buradan almıyorum. Düşünüyorum, kafa yoruyorum, çalışıyorum ve size anlatıyorum. Size anlattığım her şey ben de değişmiş dönüşmüştür. Ben sizsem siz de benseniz siz de değişip dönüşebilirsiniz. Yaşamadığım hiçbir şeyi bu blogda bulamazsınız. Öyle ise beni okuyorsanız, çok büyük bir potansiyeliniz var demektir. Gelin dünyama potansiyellerinizi keşfedelim.
Şimdi  bu şarkıyı; ressam, sevilesi, aptal erkeklere sonunda kabul veren Can Kuşuma hediye ediyorum, dinleyin ve dans edin lütfen, bekleme yok hatırlayın J

http://fizy.com/#s/1ai0pp ( yeni sekmede açın lütfen )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı