Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

27 Ocak 2012 Cuma

Benim Dünyama Hoş Geldiniz :)

Sevgili Can Kuşlarım sizleri kutsal kalbime, sevgi dünyama davet ediyorum. Kapım size sonuna kadar açıktır ve sizleri beklemekteyim, geçin içeri lütfen, hoş geldiniz. Benim dünyamda koşulsuz kabul görürsünüz, sevilirsiniz. Hepinizi onaylayamam ama severim dibine kadar. Siz sizsiniz, ben benim isteğinizi düşünebilir, yaşayabilirsiniz burada sizinle farklılığımız olabilir ama ayrışmamızı gerektirmez çünkü bizler tek kutsal kaynağın parçalarıyız öyle ise hepimiz biriz Can Kuşlarım. Sizler size anlattıklarımdan sıkılabilirsiniz, her seferinde başa sarıyormuşum gibi gelebilir. Ama bu henüz daha başlangıç. İlk adımımız benim koşulsuz kabulümü ve sevgimi kabullenmeniz, buna inanmanız. Sevgi çok şeydir Can Kuşlarım ve benim dünyam sevgiden ibaret ve çok iyi biliyorum ki bizi sadece ve sadece içimizdeki saf sevgimiz kurtarabilir. Biliyorum çünkü ben sevgim sayesinde kurtuldum, şimdi sıra sizde. Dünyamın kapıları kapanmamak üzere açıktır hepinize. Varsın olsun çok öfkeli, hırslı, zararlı ziyanlı olun, sizin bu duygularınız benim dünyamda yumuşar, inanın. İster istemez bırakırsınız zaten onlara sabitseniz benim dünyamda barınamazsınız, o zamanda uzaktan severiz birbirimizi, anlarız, kabul ederiz. Kimse bana inandıramaz kötü ruhların olduğuna, olsa olsa buna kapılmış, iyi olduğuna inandırılmış ya da inanmış varlıklar olabilir. Ya da yaşadıklarından dolayı öfkeli, hırslı, özünü unutmuş ve ayakta kalmak için kötülüğü seçmiş varlıklar vardır. Elbet hepimizin döneceği yer ışıktır. Başka yer yoktur. Öyle ise ayrıştırma olamaz ama benim dünyam temizdir, kirletilmesine izin vermem. Sizlerde izin vermeyin Can Kuşlarım. Ben düşüncelerimde, duygularımda netimdir, öyle ise söylemlerim de yargısız ama nettir. Gelin Can Kuşlarım benim dünyama beraber özgürce uçalım ve mucizeler yaratalım. Mucizelere inanır mısınız? Ben eskiden inanmazdım hatta ve hatta kendimi layık da görmezdim. Oysa şimdi o kadar farkındayım ki; alabildiğim her nefes mucizenin ta kendisidir. Kalbimde hissettiğim sevgi mucizedir, çocuğum bana tanrı tarafından verilen bir mucizedir, aklım, mantığım bir mucizedir, yüzümdeki gülümseme, arkadaşlarım, annem, öğrencilerim birer mucizedir. Yaşadığım hayat tek başına bir mucizedir. O kadar çok var ki yazmakla bitmez oysa önceden şikâyetlerim beş duyu algımla kalbimi örtülemişti. Örtüleri kaldırınca, takındığım bütün maskeleri çıkartınca hepsi önümdeydi kör gözüm parmağına J  Evet, Can Kuşlarım, maskelerinizi kuşanmadığınız, savunmaya ihtiyaç duymadan geçirdiğiniz bir dakika bile size ne hissettirir? Sadece siz, olduğunuz gibi öylece, en saf halinizle. Benim dünyamda buna gerek yok çünkü. Siz sizsiniz ben benim. Zaman yok, mekân yok, maskeleriniz yok, ne yediğinizin, içtiğinizin, giydiğinizin, ne de eğitiminiz, kariyer başarılarınız ya da başarısızlıklarınız, olan ya da olmayan banka hesaplarınız, delik ya da dolu cepleriniz, olan ya da olmayan arabanız ya da eviniz önemsizdir. Önemli olan sadece ve sadece sizsiniz. Kırgınlıklarınız, yenilgileriniz, mutsuzluklarınız, ezilmişliğiniz de dikkate alınmaz. Gelin benim dünyama içinizdeki sevgiyi büyütelim. Maalesef şu anda yaşadığımız dünyada benim dünyamda dikkate alınmayan, önemsenmeyen her şey çok değerli. Yerimizi belirliyor. Oysa hepimizin sadece tek bir yeri var. Ben benim dünyamda insanların koyduğu bu sistemin dışındayım. Gelin Can Kuşlarım, kapım size sonuna kadar açık. Kollarımı açabildiğim kadar açtım, sizleri kucaklamak için sabırsızlanıyorum.  Ama sakın korkmayın, kollarım kopmaz, acımaz. Beklentisizim, isterseniz gelirsiniz istemezseniz gelmezsiniz. Seçim sizin. İster gelin kollarıma yani sevgi dünyama isterseniz görmezden gelin ben Sevgi Periniz sizi çok ama çok seviyorum…
http://fizy.com/#s/1s0cy9 ( yeni bir sekmede açın lütfen )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı