Sevgili can Kuşlarım, ne kadar da eğilimliyizdir değil mi gözyaşlarımızı akıtmaya. Sanki her daim yaşlarımız hazırda beklemektedirler. Ben ağlamayı çok severdim eskiden. Şimdi de çok severim. Ama arada farkla. Eskiden ben acınmak için ağlardım. Ağlarken bir de kendime aynada bakardım hay Allahım ya J Kendime acırdım ya da başkalarına acır ya da acınırdım. Egosal yani anlayacağınız. Olsun yine de çok zevkliydi itiraf ediyorum J Şimdi ise yine ağlıyorum. Ama bu sefer acınma, acıma yok ne kendime ne de başkalarına. Duygum ne ise onun için ağlıyorum. Üzüldüğüm zaman çok ağlıyorum J Hem de içli içli. Tadına vara vara. Lezzetine doyamıyorum bazen. Bu geçirdiğim hafta içinde iki kere ağlama seansı gerçekleştirdim ben ve ben. İlki yaralı dişil enerji için diğeri de kendimi terk edilmiş hissettiğim içindi. Ağladım, ağladım, iç çeke çeke. Ağladıkça gözyaşlarım sanki sel oldu, o sel benim ruhumu yıkadı, arındırdı. İçimdeki terk edilmişliği aldı götürdü. Ağlarken sanki kafam daha çok çalışıyor benim J Ya sizin?
Peki; ben neden bu kadar yalnız ve terk edilmiş gibi hissetmiştim kendimi, ruhumu? Çünkü ruhum herkesi sevmek istiyordu, herkese koşulsuz içindeki sevgi çağlayanından akıtmak istiyordu. Sonsuz sevgi verişinde ama alışında olamıyordu. Sonra yaşadığım bir durumda bunu fark ettim. Kimse sevmeyi bilmiyordu ya da benim gibi sevmeyi bilmiyordu, almayı bilmedikleri gibi. Sadece ve sadece almayı çok iyi biliyorlardı. Sen talep ettiğinde birazcık sevgi ve anlayış hemen değişiveriyorlardı. Bu gerçeklikle dan diye yüzleştiğimde sadece içimden ‘ Tanrım kimse bilmiyor ne sevmeyi ne de vermeyi ‘ oldu ve gözyaşlarıma engel olamadım. Ağladığım sürece dedim ya çok iyi düşünüyorum diye. Yapacak bir şey yoktu. Burası dualite dünyasıydı ve herkes ego benliğinle hareket ediyordu ve henüz koşulsuz sevmeyi ve vermeyi bilmiyordu. Hak verdim onlara. Koşulsuzca kabul ettim. Bilmemeleri onların suçu değildi ki. Kimse anlatmamıştı ki, göstermemişti ki. Böylece herkesin mutlu, sevgi dolu olduğu, sonsuz güzel paylaşımların yaşandığı masal dünyasında yaşamadığıma kabul verdim. Benim yaşadığım dünya acıların, hırsların ve öfkelerin, savaşların, açlığın olduğu bir dünyaydı ve varlıklar zaten bu duyguları deneyimlemeye geliyorlardı. Kabul verdim ama ben de koşulsuz sevgi vermek zorunda değildim. Herkes kabı kadar alırdı. Koşulsuz kabuldeyim. Burada yaşanan acıları ya da acılarımı yok sayamam. Onlar varlar. Ben sadece artık yaşamayı seçmiyorum, seçenlere sonsuz, şartsız, şurtsuz kabul, peki, peki.
Ben; duygusal zekâsı fazlaca gelişmiş, hisleri kuvvetli, medyumik yetenekleri olan, sevgi perisiyim. Herkesi sevecek kadar sevgi var kutsal kalbimde ama sadece isteyene, istemeyene de koşulsuz kabul var. Ne kimseyi sevgimi alması için ne de bana sevgisini vermesi için zorlayamam. Bu benim yolum, herkes seçmek ve yürümek zorunda değil.
Sevgi Periniz olarak ben içimdeki sevme coşkusunu dengeledim. Artık alış ve verişim sevgide de dengede duyurulur J
Siz ne durumdasınız Can Kuşlarım? Alan mı yoksa veren mi? Her ikisi de deyip, çıkmayın içinden. Çünkü değiliz, değilsiniz. Sadece farkında değiliz durumumuzun. Gözetleyin kendinizi, bakın bakalım alıcı mı yoksa verici misiniz? Ya da verdiğiniz sevginin karşılığında ne bekliyorsunuz? Ben sadece sevgi istemiştim onu bile alamadım L
Verdiklerimiz karşılığında beklentisiz olmalıyız. Beklentisizlik yasasından haberdar mısınızdır? Ben haberdar olalı çok oldu ama ancak dengeye geldim. Bu saatten verdiğim, yaptığım için karşılık beklemem. Evrensel akıştayım ben. Evren zaten istediklerimi bana verecektir. Dikkat burada da beklenti yoktur sadece ve sadece inanç ve teslimiyet vardır.
Duygularım her fırtına kıvamına geldiğinde gözyaşlarım derya olduğunda bir şeyin farkına varıştayımdır artık ben. Bu fark edişler evrensel fark edişlerdir çünkü kendimi fark edip dönüştüreli çok oldu. Benim saatim evrensel farkındalığa uyumlanma dakikliğindedir.
Ağlayın Can Kuşlarım; yalnız sebebini ve şeklini fark edin.
Ben Sevgi Periniz sizi çok ama çok seviyorum tıpkı egosuz ağlayışlarımı sevdiğim gibi. Ama dünya düzeldikçe çok azalan ağlama durumum hiç olacaktır. O zaman sadece ve sadece mutluluktan ağlayacağım. Sizler mutluluktan ağladınız mı Can Kuşlarım? Ben ağladım, inanın çok ama çok lezzetli, yami yami J
Şimdi size egosuz ağlama duygusunu yansıtıyorum lütfen alın. Mutluluktan ağlamayı yansıtmaya gelince onun için henüz erken. Hak etmek gerekir. Sizce sizler hak ediyor musunuz ve evren için ne yaptınız Can Kuşlarım?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder