Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

14 Ocak 2012 Cumartesi

Aşk Dediğin Laf mıdır?

Aşk, aşk, aşk ne büyük, coşkulu, geniş ve hayalci bir kavramdır değil mi  Can Kuşlarım? Neden biz dünyalı varlıklar en çok bu ulaşılmaz diye betimlediğimiz duygunun peşinden koşarız ve tek hayalimiz onu yakalamaktır. Dedim ya, aşk çok geniş bir kavramdır ama duygusu aslında tektir. Bende, onda, sizde değişik değildir. Herşeye, duruma, kişilere aşık olabiliriz. Ama bizler maalesef  kısır zihnimizde ve kalbimizde aşkı sadece ve sadece karşı cinse duyulan duygu şeklinde kısıtlar, sınırlarız. Ah ah bir bilseniz aşk acı çekmekte, kıvranmakta, can çekişmekte. En yüce aşk Allah aşkıdır. Sizler Hakka aşık mısın Can Kuşlarım? Sakın hemen kafanızı sallamayın lütfen, hissetmeye çalışın, bakın bakalım böyle bir duygunuz var mı içinizde?  Hakka aşık olan varlık herşeye ve herkese aşıktır. Çünkü yaşadığımız herşeyin hatta ve hatta aldığımız nefesin tek yaratıcısı Haktır. Allah'a aşkım, canım, sevgilim diyebiliyor musunuz sizler yoksa haşa, tövbe tövbede misiniz? Size öğretilen bu değil mi? Aman mazallah Allah sevgili, can olabilir mi? Bizler kuluz sadece ve sadece ona itaat ederiz. Sadece o sever, bizler de onun sevgisine muhtaç varlıklarız. Bizler neden yaratıcımıza aşık olamıyoruz anlayamıyorum hiç. Şimdi ilan ediyorum; ben aşığım, aşığım hem de dibinie kadar aşığım Canım Sevgilim, Aşkım, En Kıymetlime. Bu aşkımı yaşamak için de hiç bir dini ve onun kurallarını pusula olarak almıyorum. Tek pusulam var benim o da Kutsal Kalbimdir. Biliyor musunuz ben bütün peygamberlerimizi de çok ama çok seviyorum. Canlarım benim ya, nasıl da ulu, yüce varlıklardır. Negatifin ağına düşmüş biz varlıkları kurtarmak ve Hak yolunu göstermek için ne acılar, ne zorluklar çekmişlerdir ve bunu gönülden yapmışlardır. Çünkü onlar da Hakka aşık sevilesi varlıklardır. Ama bizler o kadar düşmüşüzdür ki sadece kök çakramızla hareket eden varlıklar haline gelmişizdir. Aşk bizler için karşı cinse duyulan heyecan, tutku ve cinsel istekten ibarettir.. Oysa o bile nasıl ilahi bir duygudur. Bir kadının ve bir erkeğin aşkla yaşadığı cinsellik ilahidir, bir olmaktır. Bir olmanın en çekirdek ama en ilahi halidir. Soruyorum şimdi size kaçınız bu duguları yaşayarak ve hazzı duyarak sevişiyorsunuz Can Kuşlarım? Sevişmek sevmekten gelmez mi? Sevişirken ne yaparız aslıında birbirimizi severiz. Peki sizler sevişirken sevme odaklı mısınız yoksa zevk alma, boşalma mı odaklısınız? Peki, o orgazmdan sonra sadece bedeniniz mi rahatlar yoksa ruhunuz da bedeninize eşlik eder mi? Yüzünüzde mutlu bir tebessüm mü olur yoksa bedensel hırsın dinginliğe ulaşmasının verdiği durgunluk ve sessizlik mi yayılır aşk mekanınınza? Coşkunuz var mıdır yoksa hevesiniz geçmiş midir?
Sizler, uçan kuşları, dökülen yaprakları, açan çicekleri gördüğünüz de aşkla onları hisseder misiniz? Sizler doğayla uyumlu musunuzdur Can Kuşlarım? İçinde Hak aşkını keşfeden kişi ancak yaşadığı bu dünyada herşeyle ve herkesle uyumlu olabilir. Sizler bu dünyanın en zeki parçasısınız. Farkında mısınız bunun Can Kuşlarım?
Aşık olun Can Kuşlarım. Aşk dediğin laftır diyenlere kanmayın sakın. Sizler kul değilsiniz, sizler yaratıcılarsınız hem de bunu size Canım Aşkım vermiştir. Bilinçsizce kullandığınız bu yeteneğinizi bilinçli ve iyi için, güzel için yani Hak için kullanın; bakın bakalım, hayatınız nasıl da değişiyor ve dönüşüyor iyiyie ve güzele. Canım Aşkım sizleri yalnız bırakmaz ki sadece kutsal kalbinizle onu hissedin ve safça isteyin.
Sevgili Can Kuşlarım sizlere Hak Aşkı ve ilahi aşk dolu sevişmeler diliyorum. Sizler harika varlıklarsınız ve en iyisini hakediyorsunuz. Sizleri çok ama çok seviyorum her zaman, daima ve sonsuza kadar tıpkı Canım En Kıymetlimi sevdiğim gibi. SEVGİ PERİNİZ
Haydi Eller Havaya ve dansa, Lütfen içinizdeki coşkuyu serbest bırakın Can Kuşlarım. Hopppaaaa Aşk Dediğin Laftır Derler Sakın Kanma Onlara..... Dinliyor musunuz. Emin olun sizler dinlerken ben yanınızda olacağım. Hissedin beni :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı