Sevgili Can Kuşlarım, sınırlarınızı belirlediniz mi? Bu sınır, kendinizi insanlara kapamak asla değildir ama tecavüzlere, tacizlere, müdehalelere, psikolojik baskılara çizgi çekmektir. Bu tür davranışları kendi alanınıza sokmamak demektir ama tabi sizler de bu tür davranışları yapma eğiliminde değilseniz :) Eğer öyle iseniz; üzgünüm sizler için çünkü o zaman iradeniz hiçbir işe yaramaz. İstediğiniz kadar sınır koyun, hatta bağırın, çağırın hatta ve hatta çıldırın nafile. Biri size bunları yapabiliyorsa dönüp kendinize bakın. Demek ki açığınız vardır, o açığı yakalarlar ve içeri sızarlar sinsice ve kasten, aynı sizin başkalarına yaptığınız gibi. Yani her şey karşılıklıdır bu hayatta.
Ben Sevgi Periniz, en hassas olduğum nokta özgür iradedir. Kimse özgür irademe müdahale edemez, izin vermem, yaptırmam. Ama bunu egosal, kendimi güçlü görerek, insanlara psikolojik baskı kurarak yapmam ama snırmı çizerim. Çünkü ben de kimsenin özgür iradesine müdehale etmem, sonsuz, koşulsuz kabuldeyimdir. Bu durumda açığım yoktur, yani iznim yoktur. Ama karşımdaki varlık sınır, mınır tanımıyorsa, herşeye rağmen sınırıma tecavüz etme, özgür irademe müdehale etme eğiliminde ve ısrarı içindeyse iki sebebi vardır. Birincisi alacağı bir ders vardır, görmesi gereken karanlık yanı vardır, gösterilir itinayla, kırmadan, üzmeden ama direk tam da ne söylemek gerekiyorsa söylenir pat pat. Karşı tarafa kal gelir bir anlık ama anlar ve sevgiyle kabul eder çünkü sevgiyle yapılır. İkincisi ise sadece ve sadece sizi kışkırtmak için, güç kanıtlamak için, efendilik taslamak için yapar. Ama cevabını sadece sevgiyle ama kararlı şekilde alır. Sert olmakla kararlı olmak ayrı şeylerdir. Bizler söylemek istediğimiz şeyi, kararlılığımızı göstermek için sertçe söyleriz ve otoriter olduğumuzu sanarız. Ama tam tersi tepkiyle karşılanırız. Hatırlayalım karşımızdaki kişi zaten negatiftir, sizin negatifiniz sadece onu büyütür. Oysa yumuşak sevgiyle ama kararlı şekilde hooop deneme bile edasıyla tavrımızı ortaya koyarsak kazan kazan durumunu yaratırız. Bu kişi bir daha size hiçbir şekilde müdehale edemez, muhakkak sorar, ya da kararlarınıza saygı duyar. Sevgi duysa tabi daha iyi ama dualite dünyasında saygı duyması da şimdilik ciddi bir evrimdirdir :)
Zamanınızı sertleşerek, bu tür sevgili insanlara nefesinizi tüketerek harcarsanız hiçbir şey elde edemezsiniz Can Kuşlarım. Aslında bütün herşey enerji alanınında olup biter siz olayı kavrayıp, anlayana kadar. Yaydığınız enerji önemlidir. Mesela ben şu enerjiyi yayarım; enerji saham sana koşulsuz sevgiyle açıktır ama benim alanımı kirletemezsin çünkü benim alanım sevgi ve şefkat alanıdır, geleceksen bütün kötü yargılarını ve düşüncelerini dışarıda bırakacaksın enerjisidr. Varlıklar bunu kabul eder sevgiyle. Çünkü Can Kuşlarım sevginin üzerinde bir güç yoktur. Ben bütün varlıklara sevgimi akıtırm, kaplarının alacakları kadar. Hatırlayın; herkes kabı kadar alır, bilgiyi de sevgiyi de. Fazlası kişiyi rahatsız edebilir ve reddedebilir, çok doğaldır. Ama enerji sahama almak zorunda değilim, uzaktan da yapabilirim bunu. Ne kimsenin enerjisini çalarım ne de kendi saf temiz enerjimi çaldırırım. Peki; siz Can Kuşlarım siz hangi taraftansınız? Enerji kaptıran mı yoksa enerji kapan mısınız? Ben her ikisi de değilim. Olmam, olamam bu saatten sonra. Tanrı sevgisini kutsal kalbinde hisseten kişi bunu yapmaz, yapamaz ama sınırlar koyabilir. Sınırlarınızı koyun ve sınırlara müdehale etmeyin, bu kişiler sizin en yakınlarınız bile olsa.
Yeni bir çağa girdik Sevgili Can Kuşlarım. Bu çağ Sevgi Çağıdır. Ya bu çağa ayak uyduracaksınız canı gönülden ya da sevgisizliği deneyipleyip yargılarınızın, hırslarınızın ve öfkelerinizin sizi daha da diplere çektiğini anladığınızda koşulsuz sevgiye geleceksiniz. Çünkü bu çağda bu duygularla barınamazsınız. Sistem sizi ayıklayacaktır. Sevgisizliği ya da bu negatif duyguları yaşamak istemeniz sizi kötü yapmaz asla, hepimiz bu yollardan geçtik. Tabiki yaşayın, deneyiminiz vardır mutlaka. Yaşayın ve öyle gelin ama gelin Can Kuşlarım. Sizsiz tadı olmaz, keyfi çıkmaz çünkü çağ aynı zamanda birlik çağıdır.
Ben Sevgi Periniz, sizi çok ama çok seviyorum tıpkı kendi ögür irademi ve sınırlarımı sevdiğim gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder