Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

31 Ocak 2012 Salı

Hayal Ediyorum Öyle İse, Oyunda Ben De Varım :)


Sevgili Can Kuşlarım, sonunda dünyaya iniş yaptım. Çok şükür iniş takımlarım gayet sağlamlaşmış, yumuşak ve sağlam oldu. Evet, Yaratıcı Büyük Hayalci, Sevgi Perisi ilizyon oyununa dâhil oldu tekrar. Bir süre oyundan çıkmam gerekti. Dışarıdan oyunun bütüne bakıp, fark etmem gerekti. Ben çıkmayı tercih ettim ama doğru yol bu mudur bilemem. Her zaman dediğim gibi benim yolumdu. Oyundan çıktığım için, zorlandım, bunu zaten sizlere anlattım. Oyunu bütünüyle fark ettim. Fark etmek için de hayalciliğimi de bir süreliğine bırakmalıydım. Çünkü hayallerim hiç de tamamen pozitif değildi. Bir nevi hayalci kimliğimi revir odama aldım. Şifa gibi. Şifalandırdım. Hayalci kimliğimin hayatıma zarar inançlarını, yargılarını, beklentilerini temizlemem gerekliydi. Çünkü bu kimliğim, kötüyü yaratmaya eğilimliydi hatta ve hatta zaafları vardı. Temizlendi, tamir edildi, yeniden kodlandı. Tamamen pozitife kodlandı kendisi J Yani bundan sonra her zaman ve daima benim hayal gücüm iyiye ve güzele odaklıdır. Bu noktaya hemen gelmedim. Can Kuşlarım biliyor musunuz, benim için iyi aslında kötü olan her şeydi L Önce bunları değiştirdim. Gerçekten iyi ne ise onları fark ettim, benimsedim ve kodladım. Bu bir çalışma sürecidir ve bu süreçte yaşamak zorundaydım, düşünün halimi bir benim. Bir nevi nefes alan bir organizma misali dolaştım aylarca. Çünkü hayalciliğim benim çok önemli bir parçamdır. Onu bırakınca donuklaştım, matlaştım. Öyle gerekiyordu, böylece matlığı ve donukluğu da deneyimledim. Sonra Büyük Hayalci kimliğim iyileşince tekrar içimde aktive ettim ama bu sefer önüne yeni bir isim ekleyerek. Evet; ben Yaratıcı Büyük Hayalciyim. Çünkü ben yaratmak için hayal ederim. İyiyi, güzeli hayal ederim ve yaratırım, hayatımın gerçekliği haline getiririm. Yani çekim yasası Can Kuşlarım.  Düşünürüm, hayalimde görürüm, duygusunu hissederim ve çekerim. Evrensel çekim yasası budur. Boşa hayal kurmam ben. Hayalimi kurarken önce çok net istediğime karar veririm. En son noktasını belirlerim. Başlangıç ve oluş noktası nettir ve oluş noktasındaki duygumu içimde olmadan hissederim ve hissettiğim anda o kuantum alanımda anında oluşur ve aradaki süreci düşünmem bile. Zaten yarattığım şey bir şekilde olacaktır. Onu Sevgili Evrene bırakırım. Tabi bu hayal ettiğim her neyse onun olacağına derinden inanırım, bir an bile şüphe duymam, duyarsam üzgünüm olmaz olursa da tam olmaz, olamaz. Ben yaratıcılığıma güvenirim. Bizler yaratıcı varlıklarız Can Kuşlarım. Odak noktalarınızı belirleyin. Benim bütün odak noktalarım varlığadır. Hayal gücümün de odak noktası varlıktır, olmaktır. Ama iyinin, güzelin, zenginliğin, başarının, aşkın, mutluluğun, huzurun varlığına ve çokluğuna odaklıdır. Öyle ise ben benim ve Yaratıcı Büyük Hayalciyim, ne istersem onu hayal eder ve yaratır, yaşarım peki ya siz Can Kuşlarım? Hatırlayın, ben sizim siz de bensiniz, öyle ise siz de yaratabilir ve yaşayabilirsiniz. Zaten bunu hali hazırda yapıyorsunuz ama odak noktalarınız, inançlarınızın, yargılarınızın izin verdiği derece. Şimdi şundan çok net emin olabilirsiniz; şu anda ne yaşıyorsanız önce bunu fark etmeden hayal ettiniz, düşündünüz, yarattınız ve yaşıyorsunuz. Her şey yolundaysa sorun yok ama sanmıyorum öyle ise, lütfen içinize bir dönün bakın ve zihninizin çekmecelerini bir karıştırın düşünceleriniz ne yönde, varlıkta mı yokluk ta mı? Lütfen şu andaki sizi bir algılayın. Siz kimsiniz. Hatırlayın, siz inançlarınızdan, yargılarınızdan, düşüncelerinizden ibaretsiniz ve bunların hepsi zihin çekmecelerinizde. Zihnimiz ana kumandamızdır ve ölümsüzdür. Ama ben küçük yani dünyasal zihnimi öldürdüm çok şükür, evrensel zihnimle varım. Evren sınırsızdır öyle ise benim zihnimde sınırsızdır. Sınırlarınızı kaldırın Can Kuşlarım. Ben yaptım oldu J Sıra sizde.
Ben Yaratıcı Büyük Hayalci Sevgi Periniz Sizi çok ama çok seviyorum kendi yarattığım güzel hayallerimi sevdiğim gibi.

2 yorum:

  1. Aramiza tekrar hosgeldin:-)

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten de çok hoş geldim kuşum, şimdi hep beraber iyiyi güzeli hayal etme ve yaşamada sırada.

    YanıtlaSil

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı