Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

12 Haziran 2011 Pazar

Bekarlar Kulubü

Cumartesini gününü evde geçirdim. Akşam Kurtarıcım geldi elinde dondurmayla. Çocuk gibi sevindim. Oturduk saatlerce otoparka bakan balkonumda. Ama bize sessizlik eşlik etti. Aldık kahvelerimizi ben Halit’i anlattım o boşanmak için gün saydığı müstakbel eski karısından incileri. O anlatırken güldüm, ben anlatırken ağladım. Zaman geçti. İyiki geldi. Çok seviyorum onu gerçekten. Beni anladığını, yanımda olduğunu ve hep yanımda olacağını biliyorum. Herkesin böyle arkadaşları olmalı. Arkadaş seçimim iyidir. Gece on ikiden sonra çıktığım arkadaşlarımı seçtiğim gibi. Neyse tamamen spontan Modaya gittik. Evet, süper spontan yaşamak, tam bana göre. Plan yapmayı sevmiyorum hem de hiç. Ben o an ne istiyorsam onu yapmalıyım. E tabi bazen olamıyor ama çoğunlukta becerebiliyorum bunu. Canım arkadaşım Hacı seni çok seviyorum, bunu sende biliyorsun. Bende yerin ayrı ve hep öyle olacak. Tanışmamızı hatırlayınca hep gülesim gelir. Dün gece sizinle iyiki çıkmışım. Hacı beni gelip evden aldı. Hacının canım yakışıklı ve çok sevdiğim oğlu ve Esra. Neyse açtık müziği sonuna kadar, kop kop Bağdat caddesinden Modaya gittik. Arabayı severim ben. Müzik açık olacak sonuna kadar. Kendimde kullanırken vaziyet aynı tabi. O yüzden çoğu zaman bana uymayanlar arabama binsin istemem. Arabada konumuz şuydu. Ne kadar şanslıyız. Arkadaşız, özgürüz, bu saatte istediğimiz yere gidebiliyoruz ve istediğimiz şeyi yapabiliyoruz. Tabi hepimiz bekârlar kulubüne üyeyiz. Sanırım şu an hepimiz bu durumumuzdan memnunuz. Çünkü aksi bir durumda nasıl olacağını konuşurken kendimi birden hapishane de hissettim. Amanın yok yok ben almayayım şimdilik. Evet, bekârlar kulübünün üyeleriyiz çünkü ben Halit diye sürünürken, diğerleri de kendilerine uygun birisin bulamamak konusundan muzdarip. Oysa Halit gelse, onlar da istedikleri profildeki birini bulup sevebilseler, böyle top atacağız mı ilişkisi var durumuna? Sanmıyorum. Yine aynı takılırız ki biz. Sadece kişi sayısı fazlalaşır, o kadar. Halit zaten uyum sağlar… Yalnız dün akşam Hacı’nın cici arkadaş olayından hiç hazzetmedim. Sebebini çözemedim zaten sorgulamadım da. Nasıl olsa vardır bir sebebi ve önüme gelecektir. Evet, lügatımıza bir tabir daha girdi. Cici arkadaş. Seks arkadaşı çok ayıp zaten bu daha iyi. E zaten cici cici şeyler yapılıyor değil mi ama. Normal arkadaşım diyemezsin yattığın kadına ya da adama. Yok, yok cici. Daha ne kadar bu kulüpte kalacağız kim bilir ama iyiki arkadaşlarım var. Onlarsız bu kulüp çekilmezdi inanın. Ama mutsuz evliliğimde, sınırlar içinde yaşayacağıma, kendi sınırlarımda, özgür ve mutlu bekârlar kulübünde kalmayı tercih ederim. Bilemiyorum, zaten bundan sonra biriyle ilişkim olsa da özgür olurum gibi. Ben isyanları severim. İlişkide de isyan bayrağını çekerim. Ama Hacının da dediği gibi isyanlar bastırmak içindir. Hodri meydan var mı kendine güvenen baba yiğit? Gelsin ve isyanlarımı bastırsın. Ay ne zevkli olur. Valla hayatımda iki kere mutlu olurum. Zira didişmeyi çok severim. Ne o öyle durağan ilişki. Halit mi? Onada yapardım ama çok değil çünkü göremediğim için, zamanımı onunla harcamazdım. Ona isyan etmeye gerek yoktu. O karışmazdı ki. Bana güvenirdi. Kendisi ne haltlar karıştırırdı kim bilir?  Bilirdim ben her yaptığını, tam tekmil hali, hazır ol durumundaydı ama uzakta, uzaklarda. Başka yerlerde, şehirlerde .Hey baylar bayanlar var mı aramıza katılacak olanlar. Kulübümüze yeni, özgür ruhları bekliyoruz. Kapasitemiz sonsuzdur. Kulübümüzde süre de belirsizdir. Belki yarın, belki yarından da yakın ayrılabilir, tekrar dönebilirsiniz. Kural sadece sevgi ve samimiyet. Geliyor musunuz?
Gelseniz de, gelmeseniz de, bize özenseniz de, bizi yerseniz de sizi seviyoruz, medeni halimizi sevdiğimiz gibi.

17 yorum:

  1. Hacı valla süper anlatmışsın...
    Bende seni çok seviyorum ve seninde bende yerin çok ayrı telefonda kaydınıda değiştirdim :)))

    YanıtlaSil
  2. Telefondaki yeni kaydın Ayşegülcümmm :) aynı bu şekil gülücük dahil Canım ....

    YanıtlaSil
  3. ay ay sonunda Hacı yerimi bileyim değil mi ? Sahi ben sende neredeyim ki?

    YanıtlaSil
  4. aaa bunu sen deme bari senin yerin belli be hacı durmadan atan bir yerdesin ;)

    YanıtlaSil
  5. eyvallah bir tek sen seviyosun beni yavaş yavaş ayıyorum sanırım :)

    YanıtlaSil
  6. Bence seveninn çoktur hacı :)

    YanıtlaSil
  7. sen bir ayrı seviyorsun anlamıyor muyum ?

    YanıtlaSil
  8. Çünkü senin yerin ve değerin farklı HACIIIIII :))

    YanıtlaSil
  9. canımsın seninde.... Körler sağırlar birbirini ağırlar....

    YanıtlaSil
  10. Şahsen ben hem bekarlar kulubüne hem de ilişki yasayanlar kulubüne üye olmak istiyorum.....:))) İsyan çıkarsa ve de bastırılmazsa sadece bekarlar kulubünde kalırım o zaman... :)) Ama boş boş konuşmayayım; eğer gerçekten karşılıklı bir sevgi varsa her zaman bir orta yol bulunur...Orta yolu bulabilen bir adonis istiyorummmmm....
    Dün gece çok eğlendim, çok seviyorum sizi....

    YanıtlaSil
  11. Esra'cım çok politik yaklaşım olmuş :))
    Bizde seni seviyoruz.....

    YanıtlaSil
  12. Eeee, maçı kazanmak istiyorsak stratejik
    oynamalıyız ;)

    YanıtlaSil
  13. Hahaha saygılar şapkamı çıkardım vede eğildim :)

    YanıtlaSil
  14. Eyvallah kankam....:)) İlerleme var bende değil mi ?

    YanıtlaSil
  15. Hemde koşarak :))
    Kulun uyudumu hahahahaha

    YanıtlaSil
  16. Tebrikler bana o zaman :)

    YanıtlaSil

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı