Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

20 Haziran 2011 Pazartesi

Sevgili Ergen Erkekler Çöp Kutum Doldu

Ya bu erkeklere ne oldu biri bana anlatabilir mi acaba lütfen? Şaşırmaktan ağzıma sinek kaçacak diye korkuyorum. Aralarında olgun, bazı şeyleri aşmış, şikâyet etmeyen, eleştirmeyen ve sadece uçkuruna düşkün olmayıp, başka değerlere sahip ve de bekâr adamlar yok mu? Varsa neredeler? Bir adresi var mı bunların? Evet, ise müracaat Huge Dreamer.
Yoksa yandım. Sanırım yalnız öleceğim. Gerçekten ruhumu darlandırıyorlar. Bunlara dayanma kapasitem iki saati aşamıyor. Konuştukları konular, davranışlar çocukça ay çok fena bir bilseniz. Hayır; ya ben yaşıma göre olgun, görmüş geçirmişim ya da onlar henüz ergenlikteler. Tamam, kabul ediyorum her ne kadar yaramaz, çılgın bir ruhum olsa da oturmuş, olgun bir kişiliğim var. Şimdi bunlarla konuşmaya başlıyorum yarım saat içinde çözüyorum e ne de olsa ergen psikolojisi. Dinlemeye devam ettikçe hop kopuşa geçiyorum ben ve şunu diyorum Bu mu? Impossible Huge Dreamer. Senin dünyan büyük onlarınki ufacık. Tabi benim lig belli olunca bunlar o lige erişmek bir yana ufukta bile gözükemiyor. Neden kendilerine bir bakıcı, aşçı, ütücü, cinsel ihtiyaçlarını giderecek birini arıyorlar. Bunların hepsini iş olarak yapan insanlar var ve para kazanıyorlar. Tutsunlar onları, alış veriş olsun ekonomi dönsün değil mi ama? Şahsen ben bunların hiçbirini yapamam kendi evimde bile yapmakta zorlanırken. Yok, yok ben evimde oturayım en iyisi, zira çöp kutup doldu!
Ah Halit ah! Halit öyle miydi? Hayır, tabiî ki. Bu saydıklarımın hiçbirini istemedi ki benden.
Ya ben eğlenmek, gülmek istiyorum. Sohbet etmek istiyorum. Birde bu adamların evlenme aşkı nedir? Henüz gerçek aşkı bile bilmeyen bu ergenlerimiz evlilik aşkıyla yanıp tutuşuyorlar. Hele o kelimeyi duyduğum an hoşçakaaal diyesim geliyor. O an yapmasam da yapıyorum. Ya siz ne anlarsınız evlilikten. İşte kitlesel yönlendirme. Sizle kim evlenir allahaşkına. Evlenirse kapının önüne koyar. Size mi bakacak kadınlar. Büyüseniz önce nasıl olur? Lütfen rüyamdaki heykel gibi aşkım bir an evvel gelsin. Bir de evlenip boşanmışlar var onlar feci. Tam arıza. Hiçbiri kendinde suç bulmuyor, olabilir mi böyle şey ya? Bunlar muhteşem, kadınlar cadı, anlayışsız. Valla ben şunu derim at sahibine göre kişner. Aynı kadın başka bir adamla sizin de tam istediğiniz gibi bir kadın olabilir siz de ağzı açık ayran delisi gibi şaşakalırsınız. Gerçi benim isyanımı bastıracak kişi çıkmadı henüz. Ama kesinlikle kararlıyım don, gömlek ütülemeyeceğim. Yok, yok zevkle ütülersin demeyin, ütülemem, ütülemek zorunda da kalırsam bendeki aşk kaçışa geçer. Bana göre aşk,  hayatı paylaşmak, kirlileri paylaşmak ya da anne gibi karın doyurmak değil. İşte tam da burada evliliğe isyanım.
Çocuk da yapasım yok tekrar. Ne vücudumu ne de zamanımı ve enerjimi tekrar ipotekleyemem. İşte benden bunları istemeyen bir adam istiyorum. Sizce var mı şansım? Valla yalnız da ölsem, ki ölmem ben almayayım. Yalnızlığımla kardeş olurum zaten severim kendisini bir haylice. Size de tavsiyem bu ergenlerimizden uzak durmanız, çöp kutunuzu da boşaltmanız.
Sizi seviyorum yalnızlığımı, aşka bakışımı, beklentilerimi ve  boş çöp kutumu sevdiğim gibi.

1 yorum:

  1. Anlatıklarından dolusu var.... Sadece vakit kaybı; arama, gelecek heykel...:)))

    YanıtlaSil

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı