Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

18 Haziran 2011 Cumartesi

Parayla Değil Sırayla

Halit hani sen isterdin ya hani elbise giyeyim, makyaj yapayım, bol kotlarımı, şortlarımı giymeyeyim. İşte ben şimdi tam oradayım. Ancak kadın olabildim sanırım. Evet, şimdi tam da yaşımın kadınıyım. Kıyafetler bahane, ruhum öyle ama sen nerdesin? Hele rüyamdaki yakışıklı gelene kadar gelişmem kaçınılmaz. Ok yaydan çıktı bir kere. Zaman benim. Dedim ya kılıç bende, kahraman benim. Artık ne şefkate, ne ilgiye ne de sevgiye ihtiyaç duyuyorum. Hepsi bende. İstersem gider alırım, beklemeden. Öyle de yapıyorum. Halit beni tanıyamazsın. Fena bir şey oldum ama iyi anlamda. Hayat bana güzel peki ya sana? Sana ağlarken ben büyüdüm birden. Gidip almak çok hoşuma gitti baya bir kanım kaynadı kendisine, samimiyeti ilerletme niyetindeyim. Gerçi sen de alma konusunda baya bir başarılısındır da vermek konusunda sınıfta kalırsın değil mi? Yani bizim durumumuz Michael’ın George 'dan borç istemesi gibi hey Halit versene bir aşk, olmaz huge dreamer bende de yok durumu. Tekaüt olmaya yüz tutmuş sen ne zaman öğrenirsin vermeyi bilemem ama ben de alma moduna geçtim. Yani iki keçinin yolda karşılaşması gibi. İki almakla meşgul alık. Ben burada biraz kalayım bakayım sen ne hissediyorsun bir öğreneyim. Ama fazla kalamam malum kişi yola çıktı. Karşılama töreni hazırlamalıyım. Sence nasıl olmalı? Şöyle değişik bir şey yapayım diyorum ne dersin? Sen bu işlerden anlarsın ne de olsa işinin bir parçası. Özellikle müzik bölümünü sana yaptırayım diyorum haaaahaaaay muhteşem. E tabi işin ehlisiyle çalışmak lazım ne de olsa. Bir de canlı yayın yaptırayım diyorum ne dersin? Malum gizlilik beni bir hayli sıkmıştı bu sefer bütün dünyaya yayıyım diyorum ne de olsa ben de dünyaca ünlü bir yazar olma yolundayım. Hadi bak sen de bu ünlü yazarın eski sevgilisi olacaksın. Bana bak sakın telif hakkı falan istemeyesin. Seni gidi seni iş almaya gelince on numarasındır, isteme ihtimalim yüksek. Valla ben de bir cadıyım ama senin de deşifre olmak istediğin hiç sanmıyorum hem de hiç. Neyse sen evinde otura, karpuz büyüte dur ben yaşama akıyorum.
Sana iyi? Ay bilemedim ne yaparsan yap. Ben mi? Ben eğlenmece… Bye
Halit sen seviyorum arkandan ağlamaları sevdiğim gibi. Düşün artık canım ne çok seviyorum seni .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı