Sevgilim,
Ben bir kurbağayı, yani seni sevdim ama defalarca öpmeme rağmen prense dönüşmedin ne yazık ki. İstemedin mi yoksa sen de o potansiyel yoktu da ben mi göremedim? Zaten biz kadınlar böyleyiz valla sizin hiç suçunuz yok. Hiç olmayacak adamlara âşık oluyoruz, seviyoruz sonra da bir taraflarını kaldırıyoruz. Ama farkında değilsiniz tahterevallinin bir tarafında biz diğer tarafında siz varsınız. Kalktığımızda tekrar yerdesiniz, ait olduğunuz çöplüğünüzde. İşte sen de o durumdasın şimdi. Yukarılardasın değil mi? Havalar güzel mi oralarda? Tadını çıkart az kaldı inişe geçmiş bulunmaktasın. Kule bile sana yardım edemeyecek üzgünüm. O kadar fazla yücelttim ki seni sen bile anlam veremedin. Ama sana giydirdiğim elbise bol geldi, emanet durdu üzerinde. Sen o elbiseye uyum sağlayamadın. Senin suçun değil sevgilim. Zaten suçlu yok ki. Ben seni çok sevdim. Neden mi? Belki de birkaç sözünle, gülüşünle, dokunuşunla sana bağlandım. Seni içimde büyüttüm. Sen anlamadın sana olan sevgimin büyüklüğünü.
Hadi onu anlamadın sen gözyaşlarımı da bilmedin. O satır aralarındaki sözlerinin cam misali kalbimi nasıl kırdığını da bilmedin. Ya da ben göstermedim. Ne de olsa güçlüydüm değil mi? Her seferinde yerden toplayıp ben yapıştırdım, onardım senin yerine. Sen neredeydin? Yoktun yanımdayken bile olmadığın gibi. Sen hep mesajlardan ibaret oldun, bunu seçtin. Uzaktan sevdin ya da öyle sandın. Bense sana, olmasan da yanımda hep sadık olmalıydım. Benim sevilmeye ya da içimdeki o kocaman sevgimi vermeye hakkım yoktu. Kocaman sevgi dolu yüreğimi özlemle ve gözyaşlarımla doldurdum. Bunlar reva mıydı ki bana? Sana göre hava hoştu yukarılarda. Yüksekler güzeldir ama çakılmak çok hızlı olur. Bilmiyorsan az kaldı öğrenmek üzeresin. İniş takımların hazır mı?
Yok, yok senin çakılman lazım. Hep diplerdeydin, zamansız, hak etmeden en tepelere çıktın şimdi ait olduğun yere dönme vakti ama kafan gözün yarıla yarıla. Ben sana sen bana hizmet ettik. İkimiz de egolarımızı savaştırdık, besledik. Ben acı beden egomu sense erkeklik egolarını besleyerek hizmetimizi yaptık. Ama bitti bitiyor. Bense gitti gidiyorum. Limanın bu büyük kasırgaya dayanamadı. Tsunami aldı götürdü, çok az bir parça kaldı. İnan o da sana değil bana bile yetmez. Zaten sen kendi ait olduğun yere ineceğinden limana ulaşman için baya çalışman gerekir. İnan değmez. Sen orada aslında acı bedeninde mutlusun. Bense artık liman kalmadığına göre göç etmekteyim. Pusulamı ayarlamakla meşgulüm. Rotamı belirlediğim ve yola çıktığımda merak etme bileceksin çünkü oyun parkında artık beni göremeyeceksin. Arama, ben oyundan çıktım. Hayatta tek oyun yok, ben başka oyun kuracağım ama bu sefer senden aldığım derslerle daha bilinçli, farkında olarak. Ama sen nasıl olsa başka bir oyuncu bulursun değil mi kendine. O yüzden seni düşünmüyorum. Bir tek sendeki egomu bırakamamıştım ama onun da zamanı geldi sanırım. Bırakmak zorundayım sıkı sıkı tutunduğum sevgimi, pardon seninle yaşadığım acılarımı ve özlemimi. Sana giydirdiğim emanet elbiseni sana bırakıyorum. Teşekkür ederim, çok şey öğrettin bana. Artık ne istemediğimi çok iyi biliyorum. Ben aç kalan ruhumu ve kalbimi doyurma yolculuğuna çıkıyorum. Bakalım yollarda kimler var. Heyecan seninle donup kalan kalbimi canlandırıyor. Canlı olarak gelmiştim sana, canlarımı sana verdim, sen canlandın ben öldüm. Şimdi bir baharda yeniden canlanan doğa misali canlanıyorum. Sendeki canlarımı sana bırakıyorum. Sana da dediğim gibi liderler sağ kalmalı. Belki diplerinde işe yarar, sana yardımı olur. Ben canlanan ruhumu yeşertmeye gidiyorum…
Sadece biz kadınlar mı yanlış erkeklere aşık oluyoruz ? Haksızlık etme ama lütfen :)
YanıtlaSil