Cadıydım cadı ölmeden önce ben. Her ölüşümde cadılığım bilgeliğe dönüştü. Cadılık ikiye ayrılıyor benim dünyamda. İlki tamamen dünyasal. Dünyasal cadılar çok etrafımızda. Öfkelendiklerinde ya da kendilerini tehlike de hissettiklerinde vahşi bir kedi misali tırnaklarını geçirirler değil mi? İşte ben de onlardan biriydim. Mutsuz cadı şirin. Mutsuzdum, hep tehlikedeydim o yüzden de arkamı kollamalıydım. Egoya bakın ne büyük yük! Sorun yaşamayan adeta yaratan ve yarattığı sorunda var olma savaşı veren acı beden bir cadı. Kavgalarım vardı benim. Önce kendimle sonra herkesle. Hep diplerdeydim bir türlü çıkamıyordum. Benim gibi birinin haketmeyeceği şekildeki dipler, sorunlar, depresyonlar. Dedim ya tam acı beden, kibirli ve egosuna teslim olmuş bir cadı. Eminim kimse sevmiyordu beni gerçek anlamda. Sevenler vardı onlar da nasıl tahammül ettiler bilemiyorum. O dönemdeki yanımdaki iki arkadaşıma teşekkür ederim, tabi bir de eski kocama. Şimdi düşünüyorum da ben onun yerinde olsam çoktan koyardım beni kapıya. İyi çekti, katlandı bana. Çünkü o da acı bedendi. Sonra ben cadılığımdan özgürleşip kendimi arama yolculuğuma çıktığımda, ondan ayrılmak isteyip de, ilk ve son tartışmamızda ona eskiden aynı trende olduğumuzu ama benim rotam değiştiği için çoktan trenden indiğimi söylemiştim. Gelelim ikinci cadılığa. Geçmiş yaşantılarımdan, genetik olarak getirdiğim medyumluğum, şamanlığım var. Sezgilerim kuvvetli. Duru görüm, duru işitim açık. İlk yüzleşmelerimden sonra keşfettiğim ilk ruhsal yeteneğim bu. Yukarıyla iletişimim iyidir açıkçası. Dolayısıyla cadıyım ben. Ama yolculuğum sırasında cadılığımın negatif tarafla anlaşmalarıma istinaden kullandığımı öğrendiğim an yıkılmıştım. O yüzden cadıyım diyorum, dünyasal anlamda kötü bir çağrışım yaptığı için. Yoksa cadılık dinlerden önce bilgelik, şifacılık demek. Sonra karanlıktan ışığa giden yolumda baya keşiflerim oldu. Onların hepsini kitapta anlatacağım. Şimdi ise bilgelik yolundayım. Hepimizin içinde olan bilgelik. Bilgelik demek farkında olmak. Kendinin, yaşam amacının, yaşamın, duyguların farkındalığı hem de yüksek farkındalığı. O yolda ilerliyorum. Farkındalığım fazla amacım yüksek farkındalık, işte o da bilgelik benim için.
Artık taşkın hiç bir duygum yok. İlk anda biraz paniklemiştim ama şimdi anlıyorum ve mutlulukla kabul ediyorum. Ben buyum. Şu anki en yüksek potansiyelimi çabalarımla yaratıp yaşıyorum.
Peki, siz canım yoldaşlarım? Siz ne kadar farkındasınız? Hayatınızı ne kadar farkında yaşıyorsunuz? En diplere düştüğünüzde, kendi ellerinizle kuyunuzu kazdığınızın farkında mısınız? Ya da tesadüf mutluluklar, aşklar, sevgiler mi yaşıyorsunuz tıpkı ölen ben gibi?
Ya da paranın esiri misiniz? Evet, özellikle soruyorum. Paraya mı çalışıyorsunuz? Sevdiğiniz işi mi yoksa para kazanmak için mi çalışıyorsunuz? Ne zaman aklınıza estiği gibi yaşadınız? Ya da bir kulübede yaşar mısınız? Yaşarsınız da mutlu olabilir misiniz yoksa o bilmem kaç oda lüks, konforlu evinizi mi arar ve her gün ağlanırsınız? Ya da insanları kıyafetleri, banka hesapları, altlarındaki arabaları, gittikleri yurtdışı tatilleriyle mi değerlendirip neden sizde yok diye mi dertlenirsiniz? Mesela ben ölmeden aynen bu anlattığım modelde biriydim. Ama inanın beni hiç mutlu etmedi bu tavrım ve bakış açım. Hepsi eski benle toprak oldu, eriyip gitti.
Şimdi ben varya, bir kulübede de yaşarım hem de mutlu olurum. Çünkü biliyorum mutluluk benim içimde ve elimde. Ben madde bağımlısı değilim artık. Unutmayın madde bağımlılığı aynı uyuşturucu maddelere bağımlılık gibidir. Sigaradan beterdir. Bilgelik yolumda artık ben ne istersem yaşarım. Sakın yanlış anlamayın tabi ki konforlu, lüks hayatı ben de seviyorum ama kölesi değilim. Olursa ne ala olmazsa mücella modundan şimdi yaratıcı mertebesine çıktım. Orada henüz stajdayım. Ama şu ana kadar yarattıklarım oldu ve olmakta. Bu saatten sonra ben yaratırım ve yaşarım tıpkı eski kaos, stres dolu, tehlike dolu, parasız hayatımı bir güzel yaratıp ta yaşadığım gibi. Bu durumda farkettiniz değil mi yaratıcı olduğunuzu? Fark edemediyseniz, bana inanmadıysanız, gülüp saçmada bulduysanız, şu an size bir tohum ekmiş olmaktayım. Er geç ayacaksınız, uyanacaksınız, olmadı üçüncü boyut halinizle burayı terk edeceksiniz. Çünkü boyut atlıyoruz siz değişseniz de değişmeseniz de. Her şey sizin özgür iradenize bağlı.
Sizi seviyorum kendi ışık yolculuğumu, yüksek farkındalığımı, yaratıcılığımı ve beşinci boyut heyecanımı sevdiğim gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder