Oh yandan yandan, okul yarın kapanıyor. Sonunda yarabbi. Bu sene inanın geçmek bilmedi arkadaşlar ya. Performansımın yüzde ellisini bile kullanmadım. Ya sorarım size karga şey etmeden kalkıp karanlıkta derse başlayıp, günaydın yerine iyi geceler derken nasılda süper öğretmen olabilirim. Düşünsenize karanlıkta sokaklara döküldük millet sıcacık yatağında pirelerle son alış verişini yaparken. Şahsen Ben uyanıkken o uyuyan pire âşıklarına hiç de güzel metiyeler düzmedim içimden. Bir de kapıda bekleyen müdürümüzü her sabah gülerek ama içimden söverek selamladım. Adam heykel gibi her sabah şıkır şıkır hazır olda bahçe kapısındaydı. Yaz kış demedi amcam ya. Yok, yok müdür değil general olmalıymış kendisi. Böyle bir meslek aşkı görmedim ben. Hayır, kapıda bekliyorsun, meslek aşkıyla yanıyorsun anladım da peki derslere bizden önce girmesine ne demeli. Sınıfa bir çıkıyorum bizim general çocukları hazır ola geçirmiş beni bekliyor. Ay canım yükümü de azalttı sürekli. Süper müdür, tembel öğretmen. Umursamaz tavrım bu sene ayyuka çıktı. Her şeyi ve herkesi umursamaz durumdayım. İşimi de umursamadım sanki. Arkadaşlar çok sıkıldım İngilizce öğretmekten, Pawlow’un köpekleri gibi zillere bağlı kalmaktan . Bu sene hiç sormadığım soruyu sık sık sordum çocuklara. Kaç dakika kaldı? Zil çaldı mı istikamet sokak. İşte ben de sokağa atma olayında çok başarılıyım. Yaz kış demedim. Aksatmadım. Nefes aldım on dakika sonra rolümün başına. İnanın çocukları sevmesem bir dakika bile çekemem. Ama işim olması gerektiği gibi yaptım. Sadece ekstra bir şey yok. Bütün yılı sabahtan öğleye kadar okul, oda üç gün, sonra ev. Yat yat karpuz büyüttüm bol bol. Dört gözle tatili bekledim. Hayır, tatil geldi de ne yapacağım? Ben zaten tatildeydim ki. Öyle tatil yerlerine gidip deniz kenarlarında sıcağında altında malak gibi yatasım da yok. Sanırım evde oturacağım. Akşamları atarım kendimi sokaklara, geçen yaz yaptığım gibi ama bir farkla Halit yok, eski ben de yok. Koskoca bir sene geçmiş. Bu yaz eğlenme vakti, kim bilir belki de aşk gelir ne dersiniz? Ama hislerim Eylül demekte. O zamana kadar gezmek, eğlenmek, gülmek var arkadaşlarımla. Neler yaşacağım? Birlikte yaşayacağız. Fakat şu an hiç bir şey yapmak istemiyor canım. Malak gibi yatmaktayım. Pek bir özlemişim. Bir sürü film aldım eğer yeni aldığım DVD i çalıştırabilirsem onları izleyeceğim. Siz de benimle izler misiniz? Yoksa ben anlatayım mı istersiniz size? Zaman kal, dur zamanı. Öylece duruyorum, durmayı özlemişim. Sizde benimle öylece durur musunuz yoksa çok mu aceleniz var? Belki biraz mola verirsiniz. Eğer verirseniz ben buradayım, kapım hepinize açık. Gelin valla, kalabalığı, biz olmayı severim ben. Yalnız evimin dağınıklığına bakmayacaksınız, hatta biraz toparlama yaparsanız ne ala, yapmazsanız muallâ. Siz gelin yeter.
Sizi seviyorum canım general müdürümü, karga şey etmeden kalkışlarımı, tüm seneye yayılan tatilimi ve kal gelmelerim gibi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder