Üzülme!
Dert etme can!
Görebiliyorsan, dokunabiliyorsan, nefes alabiliyorsan, yürüyebiliyorsan
Ne mutlu sana!
Elinde olmayanları
söyleme bana
Elinde olanlardan
bahset can!
Üzülme!
Geceler hep kimsesiz
mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek
mi?
Yitirdiğin her ne ise; bir bakarsın yağmurlu bir gecede
Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış...
Bil ki! Güzellikler de var bu hayatta...

* Mevlana

7 Haziran 2011 Salı

Boş ver Boş ver Arkadaş...

http://fizy.com/#s/124tcc yeni sekmede açın lütfen

Bugün hüzünlüyüm ama bir o kadar da umutluyum. En iyi arkadaşım evleniyor. Evlenmesine seviniyorum. Ama gidiyor. Tayini çıktı bugün. Hem de karşı tarafa ta Yeşilköy’e. Çok şey paylaştık onunla. En zor zamanlarımda hep yanımdaydı. Evlilik çukurumda beni destekledi. En uçarı zamanlarımda beni dizginledi. Ablalık yaptı. Yeri geldi azarladı. Bense hep onu dinledim. Güvendim çünkü o benim sırdaşım, yol göstericimdi. Zor katlandığım çalışma ortamımda nefes alma alanımdı. O okulda olunca mutlu olurdum ben. Çıkışları beklerdim iki laflayacağız diye. Her okul çıkışında muhakkak otururduk. Dertleşirdik, gülerdik, ağlardık. Özel hayatta da görüşürdük. Alışverişler, gezmeler, tozmalar, gitmeler kalmalar. Hele bir tatilimiz var, evlere şenlik. Kendisi birazcık ,valla azıcık aristokrattır. Sosyeteye üye bir hali vardır hep. O tatil de mutsuz ve diplerdeki ben bile daha olumluydum. Çünkü gittiğimiz yer harbi kötü, üçüncü sınıf bir tatil köyüydü. Yemekler felaket, odalar karanlık, bizim sosyetiğe hiç de uygun olamayacak kadar konforsuzdu. Hele banyo ve sıcak su olayını hiç sormayın. Ama yine de çok eğlenmiştik. Çünkü onunla eğlenmemek mümkün değildir. Hele araba kullanırken bizim yanımızda olmanız lazım. Çoğu zaman kıkırdarken yolu hiç anlamazdım ki. Msn muhabbetlerimiz de farklı değildi. Geyiğin alasını yapardık. Okulda bir dayanaktı benim için sanki sığınacak bir limanımdı. En ihtiyacım olduğu zamanlarda yanımda olmuştur gerisi teferruattır. Şimdi liman yok olmakta.Sanırım artık benim de limanlara ve yol gösterilmeye ihtiyacım yok. Artık kendi yolumu bulabilirim. Yine bir okul çıkışı ağaçların altındaki bize huzur veren bizim yerimize giderken bana sanırım bundan sonra koparız dediğinde içimde bir şeyler koptu. Üzüldüm. Ama kabullendim, öyle olacaksa vardı bir sebebi. Ben kendi yolculuğuma çıkarken yanımdaydı, emekleme ve palazlanma ve yükseliş, ayaklanma zamanlarımda elimden tuttu. Destekledi beni. Uzaktan takip etti. Ama ben yükseldiğime göre limana ihtiyacım yoktu. Limanlarımdan ilki kaybolmakta. Böyle olması gerek, biliyorum.
Kendisi çok güçlüdür bir o kadar da serseri ruhluydu. Hayatı dibine kadar yaşayan, cesur serseri bir ruh. Bir gün bu cesur, serseri ruh yıkıldı, diplerini yaşadı. İşte ben de yanındaydım onun. Her anını beraber yaşadık. Ama yıkıldığı gibi ayağa kalkmayı de bildi. Dedim ya güçlüydü. Yalnız biraz huzursuzdu hep. Şimdi o da kayboldu çünkü demirledi, sabitledi kendini. Evleneceği adamı seçti. Sakin, dingin bir hayata başlamak üzere. İşte her bitiş aslında bir başlangıçtır. Onun içinde benim için de. Yalnız onunla rollerimizi değiştirdik. O sakin bense serseri oldum. Elbet ben de sakinleyeceğim. Zaman sadece zaman. Yaşayacaklarımı yaşayacağım sonra da durulacağım. Ben de onun gidişinle kendi hayat çizgimin değiştiğinin farkındayım. Okulla enerjim yavaş yavaş bitiyor. Limanım da yok. Bu bir işaret bana. Planladığım hayatıma gün be gün yaklaşıyorum. Önce o gidiyor. Sonra elbet bana da sıra gelecek, gelmekte.
Canım arkadaşım şimdi bana kim makyaj malzemeleri, Mango’dan hırkalar, t-shirtler alacak? Kim benimle okuldan sonra oturup gün özeti yapacak? Güneş’in yaptığı resimleri heyecanla kime göstereceğim? Kim okul koridorlarında beni kıkır kıkır güldürecek ya da ben yine iki arada bir derede yaşadıklarımı kime anlatacağım? Yok, yok o okul artık bana dar. Dedim ya senin gidişin benim ilk adımım bu işe veda ediş için.
Senin içinde şu yalan dünyada en iyilerini istiyorum. Çok çok mutlu ol çünkü sen bunu çoktan hak ettin. Eminim gittiğin okulda da çok sevileceksin. Arkadaşların olacak ama bizim enerjimiz farklıydı. Sen öyle sansan da ben seni bırakmam sadece daha az görüşürüz. Teknolojik aletlerin dibini kuruturuz sen hiç merak etme.
Seni seviyorum, gelişine sevindiğim, gidişine üzüldüğüm, ağladığım kadar…


3 yorum:

  1. Çok duygusal yazmışsın. Çok hüzünlendim.... Üzülme be arkadaşım....O mutlu olmaya gidiyor....Ve hep gönlü ve ruhu sende olacak.... Aslında hep birliktesiniz....

    YanıtlaSil
  2. Kusummmm....cok iyi bilirim yasadigin duygulari. Bende 3 sene evvel ayni yollardan gectim ama giden bendim. Arkamda tüm dostlarimi ve gecmisimi de birakarak. Arkadasinin yolu acik olsun. Ama inan bana siz istedikten sonra iletisimde kalmak elinizde. Birbirinize yine herseyi anlatabilirsiniz eksik olan basbasa kahveler ama eminim ki dostlugunuz devam edecek.

    YanıtlaSil
  3. Evet açık olacak ve mutlu olacak benim canım arkadaşım

    YanıtlaSil

İzleyiciler


Osho

‎''Kişinin her zaman doğru yolda gideceğinin garantisi
yoktur. Birçok kere birçok şey insanları yanlış yola yönlendirir çünkü doğru
kapıya gelmek için birçok kere yanlış kapı çalınır. Hayat böyle...

Eğer ilk seferde doğru kapıya rastlanılırsa onun doğru
olduğu anlaşılamaz. Her yer, her şey kırmızı olsa başka hiç bir renk olmasa
kırmızının ne olduğunu kimse bilemezdi. O yüzden son tahlilde hiç bir çaba
boşuna değildir. Her çaba kişinin gelişiminin doruk noktasına ulaşmasına katkı
yapar. İnsan asla kararsız olmamalı... Yanlış yola sapmak endişe yaratmamalı.
İşte bu önemli bir sorundur. İnsanlara asla yanlış bir şey yapmamaları
öğretiliyor.

Onlar yanlış bir şey yapmaktan o kadar korkuyorlar ki, hiç
bir şey yapmıyorlar, hareket kabiliyetini yitiriyorlar. Mümkün olduğu kadar
hata yapın. Ama bir şeyi unutmayın. Aynı hatayı tekrarlamayın. O zaman gelişirsiniz.
Yoldan sapabilmek özgürlüğünüzün bir parçasıdır. Bu doğru, bu yanlış diye bir
şey yok. Hayat o kadar kesin değil, onu bu kadar kolay etiketleyip
sınıflandıramayız. Hayat her şişenin etiketli olduğu ve neyin ne olduğu bilinen
bir eczane değildir. Hayat bir gizemdir, her an tetikte olunmalıdır. Neyin
doğru neyin yanlış olduğu hakkında önceden hazırlanmış yanıtlara güvenilemez.
Hayat çok hızlı ilerler dinamiktir, iki an asla birbiri ile aynı değildir, o
yüzden bu anda doğru olan bir şey, bir sonraki anda doğru olmayabilir. Bu
değişen hayata nasıl tepki verileceğine kişi o anda karar vermelidir.

Hayat böyledir..
Onun için hazırlık
yapamazsın..
Onu hazır bir şekilde
bekleyemezsin..
Güzelliği bu, anlamı
bu.
Her zaman şaşırtır ve
sürprizlerle gelir.
Her anın sürprizlerle
dolu olduğunu ve önceden hazırlanan hiç bir yanıtın uygulanabilir olmadığını
görürsün...
Eğer gözlerin varsa…''


UBUNTU :)

UBUNTU :)
Afrika'da çalışan bir Antropolog bir kabilenin çocuklarına bir oyun oynamayı önerir, ağacın altına koyduğu meyvalara ilk ulaşanın ödülü o meyvaları yemek olacaktır.Onlara "hadi, şimdi başlayın birinci olan ödülü alacak" der.O anda bütün çocuklar elele tutuşur, koşup ağacın altına beraber varırlar ve hep beraber meyvaları yemeye başlarlar. Antropolog neden böyle yaptıklarını sorduğunda şu yanıtı verirler; Bu UBUNTU'dur. Nasıl olurda diğerleri mutsuz iken birimiz o ödülü yiyebilir ki ? Ve UBUNTU'nun anlamını açıklarlar onların dilinde UBUNTU "Ben biz olduğumuz için ben'im" demekmiş

Bob says

Bob says
Onun ilk aşkı olmayabilirsin, son aşkı da; hatta bir tanesi de, daha önce aşık oldu, tekrar olabilir. Ama şu an seni seviyorsa daha ne olabilir ki? Tıpkı senin gibi, o da mükemmel değil ve ikiniz birlikte asla mükemmel olamayabilirsiniz. Ama şayet o seni güldürebiliyorsa, iki kez düşündürebiliyorsa kabul edersin ki; insanlar hata yapar onu seninle tutmaya çalış ve ona verebileceğin herşeyi ver. Seni günün her anında düşünmüyor olabilir ama sana kırabileceğini bildiği bir parçasını verecektir. Kalbini. Yaralama onu, değiştirmeye çalışma, çözümlemeye kalkma ve verebileceğinden fazlasını bekleme. Seni mutlu ettiğinde gülümse, kızdırdığında fark etmesini sağla ve yokken özlediğini bil.
Dünyayı daha kötü hale getirmeye çalışanlar bir gün bile durmazken, ben nasıl durayım?

Ömer Hayyam;


Evvela;

Benim rızam olmaksızın

Dünyaya getirildim.

Hayatta;

Hayretimden başka bir şeyim artmadı

Sonra yine elimde olmadan

Bu dünyadan göçeceğim

GELMEKTEN, KALMAKTAN, GÖÇMEKTEN

Maksat ne?

Hala anlamış değilim!

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı